Son günlerde, özellikle sosyal medya platformlarında, bir kanun teklifine ilişkin asılsız iddialarla yapılan karalamalar dikkat çekiyor. Bu durum, çeşitli trol hesapların vatandaşı yanıltıcı bilgilerle yönlendirmesinden kaynaklanıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, konuya dair yayımladığı “14 soru-14 cevap” formatındaki açıklamayla, ortaya atılan asılsız iddialara yanıt verme ihtiyacı hissetti. Bu açıklama, tartışmalara açıklık getirmek amacıyla hazırlandı. Ancak, sosyal medya üzerindeki bilgi kirliliği sürmeye devam ediyor. Bakanlık kaynakları, bu asılsız iddiaları yeniden “hayal ürünü” olarak nitelendirmiştir.
YEŞİL YOL HARİTASI’ ÇİZİLİYOR
İlgili kanun teklifi, toplam 20 madde, 2 geçici madde ve 3 farklı kanunda değişiklik içermekte. Bu teklif, iklim değişikliği ile mücadele konusunda yasal bir çerçeve oluşturmayı amaçlıyor. Söz konusu kanun, iklim değişikliği kaynaklı afetlerin yıkıcı etkilerine karşı dayanıklı şehirler oluşturulmasını hedeflemekte. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesiyle doğa dostu üretim, biyoçeşitlilik ve yeşil alanların korunmasının sağlanması plana dahil edilmiştir. Bu çerçevede, Türkiye’nin 81 ilinde iklim değişikliği koordinasyon kurulları kurulması ve yerel eylem planlarının hazırlanması öngörülmektedir. Ancak, kamuoyunu yanılgıya sokan bir diğer iddia da, ülke genelinde vatandaştan karbon vergisi alınacağı yönündeki söylemlerdir. Bu konuda, kanunda vatandaştan vergi alınmasına dair herhangi bir düzenlemenin yer almadığı açık bir şekilde belirtilmektedir.
İDDİALAR HAYAL ÜRÜNÜ
Bakanlık tarafından yapılan açıklamalarda, kanun teklifinin, hayvancılığın tamamen ortadan kaldırılacağı ve “sürdürülebilir protein” adı altında böcek bazlı bir beslenme düzenine geçileceği gibi yalanların kesinlikle doğru olmadığı ifade edilmiştir. Bu tür söylemler, bakanlık tarafından “tamamen hayal ürünü” olarak değerlendirilmiştir. Aksine, kanunun, organik tarımı ve hayvancılığı destekleyici bir yaklaşım benimsediği yine bu açıklamalarda vurgulanmıştır. Ayrıca, kanunun yürürlüğe girmesi durumunda “kömür ve petrol kullanımının tamamen kaldırılacağı” yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığı belirtilmektedir.
Bütün bu açıklamalar, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve yanlış bilgilerin ortadan kaldırılması amacıyla yapılmıştır. Ancak sosyal medya, hızlı bilgi akışının yanı sıra, yanıltıcı paylaşımlar için de bir zemin oluşturmaktadır. Dolayısıyla, bu tür dezenformasyonlarla mücadele etmek, hem devlet kurumlarının hem de vatandaşların üzerinde durması gereken bir konudur. Bilgilerin doğruluğunu kontrol etme alışkanlığı, sosyal medya kullanıcıları arasında yaygınlaştırılmalıdır.
Gelecekte, çevresel sorunlara karşı daha etkili adımlar atmak için bu kanun teklifi ile belirli düzenlemelerin hayata geçirilmesi bekleniyor. İklim değişikliği ile oyun oynamak yerine etkili, verimli ve doğa dostu yöntemlerin benimsenmesi, hayati öneme sahiptir. Bu çerçevede, toplumun her kesiminden gelecek desteğin, sürdürülebilir bir gelecek için kritik olacağına inanmaktadır. Bütün bunların, yasaların sadece kâğıt üzerinde kalmayıp, pratikte de uygulanabilir olması gerektiği unutulmamalıdır.
Neticede, bilimsel verilere dayalı politikaların oluşturulması ve uygulanması, iklim değişikliğiyle mücadelede başarı sağlamak için büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, yerel yönetimlerin bu süreçte aktif katılımcı olmaları, biyoçeşitliliği koruma, yenilenebilir enerji kaynakları geliştirme ve halk sağlığını iyileştirme konularında da katkı sağlamaları bekleniyor.
Sonuç olarak, yapılan bu kanun teklifi, çev
