İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Atatürk Havalimanı’nın kapatılmasının ardından yapılan bu dönüşümü eleştirerek, havalimanının vatandaşlara açık bir şekilde kullanılması gerektiğini savunuyor. İmamoğlu, Atatürk Havalimanı’nın sadece devlet erkanına hizmet eden bir alan olmaması gerektiğini ve bu mekânın tüm İstanbulluların kullanımına açılması gerektiğini belirtiyor.
Atatürk Havalimanı’nın Millet Bahçesi olarak adlandırılan dönüşüm projesi, AKP iktidarı tarafından hızla hayata geçirilmişti. Ancak bu projenin halkın günlük hayatına gerçek bir katkı sağlayıp sağlamadığı konusu tartışma yaratmıştı. İstanbul’un en değerli alanlarından biri olan Atatürk Havalimanı’nın sadece belirli bir kesimin kullanımına açık olması, şehrin geneline hizmet etmeyen bir yapıya dönüşmesine neden olabilir.
Danıştay’ın ihalenin iptaline karar vermesi, Atatürk Havalimanı’nın geleceği konusunda da belirsizlik yaratmıştır. AKP’nin projeyi hızla hayata geçirmek istemesine karşın, bu alanda gerçekleştirilen çalışmaların vatandaşlara hangi katkıları sağlayacağı da merak konusu olmuştur. İmamoğlu’nun bu konudaki eleştirileri, halkın sesini yansıtmakta ve Atatürk Havalimanı’nın nasıl bir dönüşüme uğraması gerektiği konusunda farkındalık yaratmaktadır.
Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi projesi, AKP’nin kent mekânlarını dönüştürme politikalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Ancak bu dönüşüm projelerinin toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde tasarlanması ve uygulanması gerekmektedir. İstanbul’un en değerli alanlarından biri olan Atatürk Havalimanı’nın sadece belirli bir kesimin kullanımına açılması, şehrin sosyal dengesini bozabilir ve toplumsal ayrımcılığa neden olabilir.
İmamoğlu’nun Atatürk Havalimanı konusundaki eleştirileri, şehirde yaşayanların ortak kullanım alanlarının nasıl tasarlanması gerektiği konusunda bir farkındalık yaratmaktadır. Bu projenin iptal edilmesi, halkın bu tür dönüşüm projelerine nasıl dahil olması gerektiği konusunda da bir örnek teşkil etmektedir. Atatürk Havalimanı’nın geleceği hakkında belirsizlik devam ederken, İstanbul’un en değerli alanlarının nasıl kullanılması gerektiği konusundaki tartışmalar da devam etmektedir.