TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ, BÜYÜK ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ÖNCÜLÜĞÜNDE 105 YIL ÖNCE BU İNANÇLA AÇILDI. EMPERYALİZM BU İNANÇLA DİZE GETİRİLDİ. CUMHURİYETİMİZ İŞTE BU İNANÇLA KURULDU.
Hiç şüphe yok, devletimizin ebedi müddet yaşaması, memleketimizin kuvvetlenmesi, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle milli egemenliğimizi koruyup savunacağız.
★★★
Türkiye devletinde ve Türkiye devletini kuran Türk halkında tacidar (taç sahibi) diktatör yoktur ve olmayacaktır. Çünkü ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir. Taç ve tahtlar yanar, yok olur.
★★★
Bir millet kendi gücüne dayanarak varlığını ve bağımsızlığını sağlamazsa, oyuncak olmaktan kurtulamaz. Milletin ruhu zapt olunmadıkça, azim ve iradesi kırılmadıkça, o millete hakim olmanın imkanı yoktur. Asırların getirdiği bir milli ruha, hiçbir kuvvet direnemez.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK:
– Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi
– Olağanüstü bir devrimci
– Sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider
– İnsan haklarına saygılı dünya barışının öncüsü
– İnsanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı
– Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Atatürk’ü 27 Kasım 1978’de böyle tanımladı.
Atatürk, Meclis’in 3. Yasama Yılı’nı açarken yaptığı konuşmayı bu beyitle bitirmişti:
Ölmüş gibi düşünsek bile bu vatan ölmez. Zira dünyanın sırtı bu tabutun büyüklüğünü çekemez.
Bu metin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun önemini ve bu meclisin, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşını oluşturan milli egemenlik anlayışını vurgulamak amacıyla kaleme alınmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, 1920 yılında TBMM’yi açarak toplumun öz değerlerine dayanarak bir gelecek inşa etmiş, emperyalizmle ve dış etkilerle mücadele etmiştir. Atatürk’ün vizyonu, milletin kendi kaderini tayin etmesi ve bağımsızlığını korumasını ön planda tutmuştur. Bu bağlamda, Türk milletinin bağımsızlık ve varoluş mücadelesindeki azmini temsil etmiştir.
Metin, egemenlik ve bağımsızlığın korunmasının gerekliliğini hür bir zihinle ve ulusal bilincin korunmasıyla gerçekleştirileceği fikrini üzerinde yoğunlaşarak aktarır. Atatürk, her bir bireyin eylemlerinin ve düşüncelerinin önemini belirtmiş, ulusal bilincin toplumun her katmanında yer etmesi gerektiğini savunmuştur. Bu anlayışla, ulusal egemenlik ve bağımsızlık, milletin güçlenmesi için hayati unsurlar olarak tanımlanmıştır.
Ayrıca, Türk halkının tarihinde bir dikta yönetimi olmadığını ifade eden Atatürk, egemenliği, halkın en doğal