Atatürk’ün gerçeği en çok yansıtan portresi, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nden 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne kadar Anıtkabir’de sergilenecek. Bu eser, ressam Şeref Sonel tarafından, Atatürk’ün bir fotoğrafı üzerinden sulu boya renklendirme tekniği ile yapılmıştır. Aynı zamanda, bu portre, o tarihten bu yana eğitim camiası için de büyük öneme sahip; okulların sınıf duvarlarında ve ders kitaplarının ilk sayfalarında yer almaktadır. 2024 yılı itibarıyla Millî Eğitim Bakanlığı envanterine dâhil edilen bu eser, öğrenciler, öğretmenler ve tüm vatandaşlar için Anıtkabir ziyaretlerinde görme fırsatı sunacaktır.
TARİHİ PORTRE HAKKINDA RAPOR
Portre ile ilişkili olarak hazırlanan “Atatürk Portresi Raporu” başlıklı belgede, bu eserin tarihsel ve sanatsal değerleri detaylı bir şekilde ifade edilmektedir. 1961 yılında Ankara’daki Kızılay Derneği binasında toplanan bir komisyonda, Atatürk’ün manevi kızı Prof. Dr. Afet İnan başkanlığında, Harp Tarihi Dairesi Tarih Yazarı Uzmanı Tevfik Bıyıklıoğlu, Ord. Prof. Enver Ziya Karal, Kızılay Derneği Müşavir Mimarı Muhittin Güreli, Ressamlar Derneği Başkanı Turgut Zaim ve Ressamlar Derneğinden Ressam Rami Uluer yer almıştır. Komisyon, Atatürk’ün fotoğrafının 75×95 cm ebatında büyütülerek Ressam Şeref Sonel tarafından yapılan portrenin, o güne kadar yapılmış tüm Atatürk resimlerinden daha önemli ve kıymet biçilemeyecek bir eser olduğunu vurgulamıştır.
KIYMET BİÇİLEMEYEN BİR ESER
Komisyon raporunda, portreye dair şu ifadeler dikkat çekmektedir: “Bu tablo tamamen tarihîdir, yani Büyük Atatürk’ün o zamanki hâlini aslına tamamen uygun olarak ifadelendirmektedir.” Yüz, göz ve saç renginin orijinaline uygunluğu, portredeki işleniş tarzının ise şimdiye kadar görülen Atatürk resimlerinin hepsinden daha üstün olduğu bilgisi verilmektedir. Rapor, Atatürk’ün iradesini, kudretini, azmini, asaletini, zekâsını ve büyük insanlığını bir arada görmek ve duymanın mümkün olduğunu belirtmektedir; ayrıca kullanılan renklerin uyumu ve mükemmel değerlenmesi de öne çıkarılmaktadır.
Son olarak, raporda “Netice: Bu eser yalnız tarihî kıymet olarak değil, aynı zamanda Türk milletine ve sanatkârlarına hakiki Atatürk’ü göstermesi bakımından kıymet biçilemeyecek değerde bir eserdir. Bu portrenin aslının taşıdığı kıymetlerden hiç kaybetmeden çoğaltılması, esa ben büyüklüğüne yaraşır bir hassasiyetle yapılması şarttır.” değerlendirmesi yapılmaktadır. Bu anlamda, eser sadece bir sanat eseri olmakla kalmayıp, aynı zamanda Türk ulusunun tarihi ve kültürel kimliğini de yansıtan bir değer olarak ortaya çıkmaktadır.