Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına dair birçok anekdot, onun insanıyla olan ilişkisini ve insani duygularını ortaya koymaktadır. Atatürk, yılbaşlarını genellikle sevdikleri ve halkıyla birlikte geçirmektedir. Ancak 31 Aralık 1937 tarihi, onun için oldukça farklı bir yılbaşı gecesidir. O gün, Gazi’nin keyfi yoktur ve dışarı çıkmak üzere bir isteği de yoktur.
O akşam, uzun yıllardır Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten ve Atatürk’ün yakın dostu olarak bilinen Tevfik Rüştü Aras’ı Köşk’e davet eder. Aras, Atatürk’ün yanına gittiği zaman, onu Köşk’ün yukarı katında, kitaplığa bitişik açık bir salonda bulur. Atatürk, Aras’ı görünce ilk olarak şunları söyler: “Bu akşam bir tarafa çıkmayacağım. Sen de suare görmekten bıkmışsındır. Yılbaşını burada birlikte geçiririz, olmaz mı?”
Atatürk’ün bu teklifine Aras büyük bir sevinçle katılır. İkili, daha sonra geçen yılın olayları ve gelecek yılın işleri hakkında sohbet ederler. Bu sohbet sırasında, Atatürk’ün Harbiye’den arkadaşlarından İsmail Hakkı Kavalalı da yanlarına katılır. Sohbet, biraz daha gündelik hale gelerek üçlü bir buluşmaya dönüşür. Atatürk, arkadaşlarına elbiseler, gömlekler ve kravatlar vermek isterken, bir ara elbise dolaplarına göz atarlar.
Tevfik Rüştü Aras, o sırada kendini tutamayarak şu öneriyi getirir: “Paşam, mendillerinize, potinlerinize varıncaya kadar bize vermekten hoşlanıyorsunuz; ne olurdu bir ay önce düşünseydik de yeni bir yıl için bütün giyeceklerinizi yeniden ısmarlasaydık ve bu gece başka arkadaşları çağırarak elbiselerinizi, çamaşırlarınızı ve gömleklerinizi aramızda kapışsaydık, ne kadar çok eğlenirdik. Hepimiz de bu yılbaşı gecesinin anısı olarak sizden bir şeyi üzerimizde taşırdık ve siz de yarın hep yeni giymiş olurdunuz.”
‘DOKTOR, BUNU NİÇİN DAHA EVVEL SÖYLEMEDİN’
Aras’ın bu önerisi üzerine Atatürk, pişmanlıkla “A doktor, bunu niçin daha evvel düşünüp söylemedin?” der. Aras ise bunun bir kaybı olmadığını, gelecek yıl böyle bir şey yapmayı önerir. Atatürk, bu duruma olumlu ya da olumsuz bir yanıt vermez. Bir müddet düşündükten sonra, dudaklarından şu sözler dökülür: “Bakalım gelecek yıla yaşayacak mıyım?”
ATATÜRK’ÜN SÖZÜ İLE HERKESİ HÜZÜN KAPLAR
Bu sözler odadaki herkesi bir anda hüzün kaplar. Atatürk, bir bakıma ölümün yaklaştığını içinde hissederken, bu düşünceler odadaki diğer dostların ruhuna da sirayet eder. Kısa bir süre sessiz kalan grup, Atatürk’ün ardından duygularını toparlamaya çalışır ve Atatürk bu durumu değiştirmek için “Yılbaşı gecesi acıklı şeyler düşünmeyelim ve konuşmayalım.” der.
Atatürk, o akşam yazlık gömleklerini ayırarak Aras’a seslenir: “Bunlardan da al, yazın Yalova’da yine hep birlikte oluruz da işine yarar.” Bu şekilde hem dostunun sıkıntısını gidermeye hem de odadaki gergin durumu yumuşatmaya çalışmaktadır. Üzerine üzüntü çökse de, Aras’a pijama bile verir. Kavalalı ise konuyu neşeli bir yolla