“`html
AŞKLARI ATÖLYEDE ZIMPARA YAPARKEN BAŞLADI
İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Çalgı Yapım Bölümü mezunu 41 yaşındaki Betül İnanır, annesi ve babasıyla birlikte yetiştiği müzikal ortama, babası Sinan Şahin’in Türkiye genelinde tanınan bir çalgı yapımcısı olmasının etkisiyle adım attı. Küçük yaşlardan itibaren çalgı yapımına ilgi duymaya başlayan İnanır, babasından aldığı eğitimlerle bu sanatın inceliklerini öğrenerek profesyonel bir kariyere yöneldi.
Betül İnanır, çocukluk anılarını paylaşarak, 10-11 yaşlarındayken babasının atölyesine aldığı çıraklıkla ilgili ilginç bir detay paylaştı: “Bu çırak şimdi benim eşim.” dedi. Aile ortamında büyümenin avantajlarıyla, yaşadığı bu deneyim sadece müzikle sınırlı kalmadı. Eşiyle tanıştığı anıları da paylaşan İnanır, atölyede oynarken ve okul sonrası vakit geçirirken yaptıkları etkinliklerin çoğunun zımpara yapmak olduğunu belirtti.
Bundan sonra, yüksek öğrenim hayatına yön verme aşamasında ise İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nın Çalgı Yapım Bölümü olduğunu öğrenince, “Evet, babamın mesleğini yapabilirim.” düşüncesine kapıldığını ifade etti. Betül İnanır’ın eşi de, ustasının izinden gitme kararı alarak müzik kariyerinde kendine bir yol tuttu.
Ayrıca, Betül İnanır, geçmişte yaşadığı anekdotlarla bugünkü kariyerine giden yolu nasıl şekillendirdiğini detaylandırarak, çalgı yapmanın sadece bir meslek değil, aynı zamanda yaşam biçimi olduğunu vurguladı. Eşiyle birlikte bu sanatı sürdürmenin motive edici bir tarafı olduğunu ifade eden İnanır, birlikte çalıştıkları projelerin zenginleştirici etkisinden bahsetti.
Çalgı yapımında ustalaşmanın derinlemesine bir çalışma ve sabır gerektirdiğine de değinen İnanır, zımpara yapmanın temel becerilerden biri olduğunu belirtti. Usta bir çalgı yapımcısı olan babasının tecrübeleri, kendi kariyerinde de birçok açıdan etkili olurken, genç yaşlardan itibaren bu işin inceliklerini öğrenmenin ona kazandırdığı avantajların yanı sıra, aynı zamanda eşinin de bu geleneği devam ettiriyor olması onun için ayrı bir mutluluk kaynağı oldu.
İnanır’ın anlatımı, çalgı yapımına olan ilgisini ve tutkusunu daha da derinleştirdi. Onun gibi birçok sanatçının geçmişten gelen mirasları, çalgı yapımının yalnızca teknik bir meslek olmaktan öte, insanların duygularını ve kültürlerini yansıttığı bir sanat biçimi haline geldiğini ortaya koyuyor. Bu bağlamda, atölyede geçirilen zamanın ve zımpara yapmanın kendisi için anlam ifade ettiğini ifade etti.
Sonuç olarak, Betül İnanır’ın hikayesi, sadece bir çalgı yapımcısının yaşamını değil, aynı zamanda bu sanatın geleneklerinin nasıl devam ettirildiğini ve kişisel ilişkilerin nasıl meslek seçimlerine etki ettiğini gözler önüne sermektedir. Aile bağları, sanat ve sevgilerin bir arada harmanlandığı bu süreç, yeni nesillere de ilham vermekte ve çalgı yapımının dinamiğini geleceğe taşımada önemli bir rol oynamaktadır.
“`