Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Belçika’nın Flaman bölgesindeki ortaokullarda uygulanan başörtüsü yasağı kararı aleyhine yapılan itirazı reddetti. Mahkeme, oy çokluğuyla “başvurunun kabul edilemez olduğuna” hükmetti. Karar, din özgürlüğünün ihlal edilmediğini savundu. Gerekçede, yasağın sadece İslami örtüyle değil, bütün inanç sembollerine eşit şekilde uygulandığı belirtildi. Mahkeme, yasağın başkalarının hak ve özgürlüklerini koruma amaçlarıyla orantılı olduğunu ve “demokratik bir toplumda gerekli” olduğunu savunarak düşünce, vicdan ve din özgürlüğünü ihlal etmediğini ifade etti.
Belçika’daki Flaman Toplumu Eğitim Konseyi, 2009’da, ülkenin Flaman kesimindeki resmi okullarda başörtüsünü yasaklama kararı almıştı. Başörtüsü yasağına karşı 11 öğrenci velisinin 2017’de açtığı dava sonuçlanmış, Tongeren Birinci Asliye Mahkemesi, başörtüsü yasağının dini özgürlüklere aykırı olduğuna hükmetmişti. Ancak, temyiz mahkemesi 2019’da bu kararı bozmuş ve yasağı sürdürmüştü. 2020’de Belçikalı 3 öğrenci, yasağın çeşitli hakları ihlal ettiği gerekçesiyle AİHM’e başvurmuştu.
Haberde belirtilen bilgilere göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Flaman bölgesindeki ortaokullarda uygulanan başörtüsü yasağına yapılan itirazı reddetti. Mahkeme, yasağın demokratik toplumda gerekli olduğunu ve din özgürlüğünü ihlal etmediğini belirtti. Kararın gerekçesinde, yasağın tüm inanç sembollerine eşit şekilde uygulandığı vurgulandı.
Bu karar, Belçika’da yıllardır süregelen başörtüsü yasağı tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. Mahkeme kararının ardından, başörtüsüyle ilgili yasaklar ve dini özgürlükler konusundaki görüş ayrılıkları devam etmekte. Belçika’da yaşayan Müslüman topluluklar ve destekçileri, başörtüsü yasağına karşı çıkmaya devam ederken, yasanın devam etmesini savunanlar da varlıklarını sürdürmektedir.
Sonuç olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Belçika’daki başörtüsü yasağına ilişkin verdiği karar, dini sembollerin genel olarak yasaklandığı bir politikanın mevcudiyetini korumaktadır. Bu karar, özellikle din özgürlüğü ve eşitlik konularında farklı görüşlere neden olmuş ve tartışmaları derinleştirmiştir. Belçika’da yaşayan Müslüman toplum ve diğer inanç grupları, bu karara tepkili olabilir ve yasağın kaldırılması için mücadele etmeye devam edebilirler.