Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından Instagram’a erişim engeli getirilmesi sonrası Anayasa Mahkemesi (AYM), İletişim Başkanlığı’na basın ve ifade özgürlüğüne müdahale yetkisi veren Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin iptaline ilişkin gerekçesini açıkladı. Karar Resmi Gazete’de yayımlanırken Yüksek Mahkeme’nin resmi sosyal medya hesabından duyuruya ilişkin paylaşım silindi ve ardından AYM’nin sitesine erişim sağlanamadı. Instagram’a erişim engeli sonrası AYM’nin sitesine de girilememesi tepkilere yol açtı. Erişim krizi, sosyal medyanın yegane gündemi haline geldi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, AYM’nin Kararnamesi’ni iptal etmesinin ardından yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi’nin bile verdiği kararların arkasında duramadığını belirtti. CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, AYM’nin 2014 yılında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın yetkilerini düzenleyen Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni iptal ettiğini hatırlatarak, Instagram’ın kapatılmasının Anayasaya aykırı olduğunu vurguladı.
İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, AYM’nin resmi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımı silmesinin ülkedeki hukuk sisteminin zayıflığını gösterdiğini ifade etti. Prof. Dr. Yaman Akdeniz ise, Başkanlığın ifade özgürlüğünü kısıtlayan yetkisinin iptal edildiğini belirterek AYM’nin kararını destekledi.
Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, ülkede bile Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğünün olmadığı bir durumun yaşandığını dile getirdi. Ekonomi yazarı Uğur Gürses ve gazeteci Fatih Altaylı da, AYM’nin web sitesine erişilememesinin ve iptal kararına saygı duyulmamasının üzücü bir durum olduğunu ifade ettiler. Hukukçu Figen Çalıkuşu ise, AYM’nin web sitesine erişilememesinin İletişim Başkanlığı’nın baskısı sonucu olduğunu iddia etti.
Sonuç olarak, AYM’nin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni iptal etmesinin ardından yaşanan erişim krizi ülkede büyük yankı uyandırdı ve hukukun üstünlüğü konusunda tartışmaları beraberinde getirdi. AYM’nin aldığı kararın uygulanabilirliği ve saygınlığı hakkında devam eden tartışmalar, Türkiye’deki ifade özgürlüğü ve hukukun durumu hakkında derin endişeleri de beraberinde getiriyor.