Serap Akcay, üniversiteden kimya eğitimi aldıktan sonra Londra’da yönetim ve finans eğitimi alarak İstanbul’a yerleşip iş hayatına atıldı. İşletme yüksek lisansı ve psikoloji eğitimlerini tamamlayan Serap Hanım, babasının vefatıyla hayatının yönünü değiştirmek zorunda kaldı. Babasıyla özel bir kahve bağı olan Serap Hanım, pandemi sürecinde kahvenin anlamını yeniden keşfederek De la Pau Coffee Co. adında bir kahve şirketi kurdu.
Pandemi döneminde evde daha fazla vakit geçiren Serap Hanım, barista becerilerini geliştirmeye başladı. Farklı kahve türlerini deneyerek kahvenin kültürel önemini keşfetti. Türkiye’deki kahve tüketim potansiyelini görerek, kahvenin modern gençler arasında popülerliğini fark etti ve bu tutkusunu işine dönüştürmeye karar verdi.
Kahvenin anavatanı olarak bilinen Etiyopya’yı ziyaret etme kararı alan Serap Hanım, Addis Ababa’dan başlayarak kahve tarlalarını ziyaret etti. Kahvenin emek yoğun üretim sürecini gözlemleyerek kahvenin insanlar üzerindeki derin etkisini keşfetti. Zorlu bir yolculuktan sonra yüksek rakımlarda bulunan kahve tarlalarına ulaşan Serap Hanım, buradaki insanların mutluluğunu ve içtenliğini deneyimleyerek insanlık ve hayata olan inancını tazeledi.
Etiyopya’da çocukların susuzlukla mücadelelerini gözlemleyen Serap Hanım, insanların kısıtlı imkanlarla dahi umutlarını koruyabildiklerine tanık oldu. Kahve tarlalarında çalışan insanların hayatlarının zorluklarına rağmen neşe ve umutla dolu olduklarını gören Serap Hanım, kahvenin sadece bir içecek değil, bir yaşam enerjisi olduğuna şahitlik etti.
Türk kahvesiyle ilgili yaygın yanılgıları düzeltmek amacıyla doğru bilgiler veren Serap Hanım, Afrika’ya seyahat edecek olanlara da bazı tavsiyelerde bulundu. Ruhsal olarak hazırlıklı olmalarını, farklı bir ırktan oldukları için ilgi ya da tepkiyle karşılaşabileceklerini, az eşya ile seyahat etmelerini ve hoşgörülü olmalarını önerdi.
Sonuç olarak, Serap Akcay’ın kahve tutkusunun iş dünyasına dönüşüm süreci ve Afrika’da yaşadığı deneyimler, insanlık, kahve kültürü ve hayata dair derin düşüncelere yol açtı. Serap Hanım’ın kahve tutkusunu işe dönüştürerek, hayatının anlamını bulması ve kahvenin insanlar arasındaki bağları güçlendirmesine tanık oluyoruz.