Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan olay yeri incelemesinde, 8 ay önce evlenen İsa Çetinkaya’nın eşi Kıymet Çetinkaya’yı boğazından ve karnından bıçaklayarak öldürdüğü belirlendi. Yasal işlemler için gözaltına alınan İsa Çetinkaya’nın, polise verdiği ifadesinde eşinin kendisini aldattığından şüphelendiğini ve bu nedenle cinayeti işlediğini söylediği öğrenildi. Kıymet Çetinkaya’nın tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiği belirlendi.
Olay sonrası polis ekipleri, evde gerçekleşen cinayetle ilgili detaylı incelemelerde bulundu. Evde bulunan 2 adet bıçak muhafaza altına alınırken, çift arasında daha önceden herhangi bir aile içi şiddet kaydının bulunmadığı tespit edildi. İsa Çetinkaya’nın aldatma şüphesine dayanarak cinayeti işlediği iddiası üzerine polis ekipleri tarafından detaylı bir soruşturma başlatıldı.
Öldürülen Kıymet Çetinkaya’nın cesedi, olay yerinde yapılan incelemelerin ardından Bağcılar Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Sağlık ekipleri, olayın şokunu üzerinden atamayan olayın şüphelisi İsa Çetinkaya’nın da sağlık kontrolü için hastaneye sevk edildi. Cinayetin işlendiği evde yaşanan dehşet dolu olay, Bağcılar semtinde büyük bir şok etkisi yarattı.
Olay sonrası sosyal medyada ve basın yayın organlarında geniş yer bulan cinayet, toplumda büyük infial yarattı. Kadına yönelik şiddetin artması ve cinayetlerin sıklaşması konusunda toplumun hassasiyeti her geçen gün artarken, bu tür olayların önlenmesi için daha etkili tedbirler alınması gerektiği konusunda yetkililerin uyarıları dikkat çekti. İsa Çetinkaya’nın aldığı kararın son derece vahşi ve acımasız bir cinayet olduğu, tüm toplumun bu tür şiddet olaylarına karşı duyarlı olması gerektiği vurgulandı.
İsa Çetinkaya’nın eşi Kıymet Çetinkaya’nın ise genç yaşta ve evliliklerinin henüz başında hayatını kaybetmesi, ailenin ve yakın çevrenin büyük bir üzüntü yaşamasına sebep oldu. Olayın ardından İstanbul Bağcılar, bir kez daha kadına yönelik şiddetin vahşetini yaşadı ve toplum vicdanında derin yaralar açıldı. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması ve acıların son bulması için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği vurgulanarak, toplumsal bir sorumluluk bilinci oluşturulması gerektiği belirtildi.