MHP lideri Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2023 tarihinde yaptığı Öcalan çağrısının üzerinden beş hafta geçtikten sonra, geçtiğimiz günlerde yeni bir açıklama yaptı. Bahçeli, “İmralı’yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz” dedi. Bu açıklama, Türkiye’nin siyasi gündeminde önemli bir etki yarattı.
Bahçeli’nin bu açıklamasının hemen ardından, DEM Parti’nin Eş Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, daha sonra yaptığı açıklamada bu talebin değerlendirilmekte olduğunu ifade etti. Bu durum, Türkiye’nin siyasi atmosferinde yeni bir gelişme olarak kaydedildi.
Bahçeli’nin yeni çağrısının ardından gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı grup konuşmasına çevrildi. Özellikle Cumhur İttifakı içindeki ortaklarının gündeme getirdiği yeni önerinin nasıl karşılanacağı ve bu önerinin içeriğine ilişkin bir gelişme olup olmayacağı merak konusu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup konuşmasında ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinin öncelikli mesele olduğunu yineleyerek, Cumhur İttifakı’nın bu konu üzerinde uyumlu bir şekilde hareket ettiğini belirtti. Bahçeli’nin teklifinin ‘ezber bozucu’ özellikte olduğunu vurguladı:
“Sayın Bahçeli, esasen temsilcisi olduğu misyon adına gerçekten cesur ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur.” ifadelerini kullanan Erdoğan, Bahçeli’nin yaptığı çağrının Cumhur İttifakı’na karşı olanların iştahını kabarttığını belirtti.
“KURUMLARIMIZ ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYOR”
Erdoğan’ın konuşmasında, Bahçeli’nin 22 Ekim çağrısının ardından bu çağrının altını dolduracak bir çalışma yapılıp yapılmadığına dair sorulara da cevap verildi. Erdoğan, “Kurumlarımız değerlendirmelerimize zemin teşkil edecek çalışmaları hiçbir detayı atlamadan yürütüyor. Bunu da kumarbazlara özgü bir anlayışla değil, devlet ciddiyeti ile gerçekleştiriyoruz.” dedi.
“DEM’DEN GELEN AÇIKLAMALAR ÇOK DA UMUTLU OLMAMIZA İZİN VERMİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup konuşmasında en dikkat çekici ifadelerinden biri de, DEM Parti ile ilgili yaptığı değerlendirmeler oldu. Erdoğan, bu partinin meydana getirdiği hareketliliğin olumlu bir etki yarattığını belirtti; ancak geçmişte yaşanan hayal kırıklıkları ve Bahçeli’nin 22 Ekim çağrısına DEM Parti adına verilen cevabın mevcut çalışmalara temkinli yaklaşmalarına neden olduğunu gizlemedi.
Bahçeli’nin çağrısına verilen cevabın umut verici olmadığını belirten Erdoğan, “Tüm bunlara rağmen geleceği odaklayan perspektifle neler yapılabileceğini mütalaa ediyoruz.” şeklinde konuştu.
HEM ERDOĞAN, HEM BAHÇELİ ‘ZAAFİYET’ ŞEKLİNDE YORUM YAPILMASINA İZİN VERMİYOR
Gelinen noktada, ‘Terörsüz Türkiye’ inisiyatifi daha net bir şekilde şekillendi. Türkiye, artan uluslararası tehditler ve savaş ihtimalleri karşısında bir strategi geliştirme çabasında olduğu görülüyor. Bu inisiyatif, Türkiye’de yaşayan Kürtlerin, emperyalist ve Siyonist çevrelerden gelen olumsuz telkinlerin aksine Türklerle ve Türkiye ile olan aidiyetlerini güçlendirmeye yönelik bir yaklaşım sergilemektedir. DEM Parti de bu çerçevenin içinde yer alarak PKK’yla olan ayrışmayı güçlendirme çabası içerisindedir.
Bütün bu süreçlerin ilerlerken, Erdoğan ve Bahçeli’nin titizlikle hareket ettiğini ve ortaya konulan bu çağrıların bir zafiyet olarak algılandığını göstermeye çalıştıkları öne çıkıyor.