Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Köyü’nde 21 Ağustos 2023 tarihinde kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cinayetiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Narin Güran, kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunmuştu ve bu trajik olay, tüm Türkiye’de büyük bir üzüntü yaratmıştı. Bakan Göktaş, cinayetle ilgili davada cesedi gömen itirafçı Nevzat Bahtiyar’a verilen 4 yıl 6 ay hapis cezasına itiraz edeceğini belirtti.
Cinayet davasında Narin Güran’ın anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve amca Salim Güran, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu durum, aile üyelerinin Narin’in ölümündeki rolü açısından ciddiyet taşıyor. Ancak, cesedi gömen Nevzat Bahtiyar’ın aldığı cezanın, toplumun adalet duygusunu zedelediği ve cezanın yetersiz olduğu düşünülüyor.
Bakan Göktaş, bu dava sürecini yakından takip ettiklerini ve Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde özel bir ekip oluşturduklarını ifade etti. Ayrıca, hem ilk duruşmaya hem de ikinci duruşmaya bakanlık avukatlarıyla müdahil olduklarını, avukatların savunmalarını etkin bir biçimde gerçekleştirdiğini vurguladı. Cezanın ardından, Narin için adaletin sağlanması için var olan tüm hukuki yolların kullanılacağına söz verdi. Göktaş, “Hiçbir karar, Türkiye’nin evladı Narin’i geri getiremez.” diyerek bu durumun sosyal etkisine dikkat çekti.
Bakan Özdemir Göktaş, ayrıca Narin Güran davasıyla ilgili verilen cezalardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Özellikle, üç şahıs hakkında verilen cezaların “yüreklere su serptiğini” belirtti. Ancak, düşük ceza alan Nevzat Bahtiyar’a verilen 4 yıl 6 ay gibi bir cezanın kabul edilemez olduğunu ifade etti. Mahkeme tarafından verilen gerekçeli kararın beklenmesiyle birlikte, hukuki yollara başvuracaklarını ve itirazda bulunacaklarını söyledi.
Sonuç olarak, Narin Güran cinayeti davasındaki gelişmeler, toplumda derin bir infial yaratmış durumda. Öğrenilen bilgiler ve Bakan Göktaş’ın açıklamaları, adaletin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Ailelerin yaşadığı acı, sadece bireysel değil toplumsal bir mesele haline gelmiş olması dolayısıyla, davanın seyrinin dikkatle izlenmesi gerekmektedir. Bakanlığın bu konuda attığı adımlar, hukukun üstünlüğünün sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir.
