“`html
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Gamze Taşcıer, son dönemde art arda yaşanan çocuk işçi ölümleri ile ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yanıtlaması istemiyle yazılı bir soru önergesi verdi. Bu önerge, meydana gelen ölümlerin ve iş kazalarının sadece tekil olaylar değil, aynı zamanda sistematik bir sorunun parçası olduğuna dikkat çekti. Taşcıer, çocuk işçiliğinin sosyal adalet, sınıf eşitsizliği ve piyasa düzeninin bir sonucu olduğu gerçeğini vurguladı. Önergede, ayrıca son bir ay içinde en az dört çocuğun iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesine rağmen Bakan Işıkhan’ın sosyal medya hesabından bu ölümlerle ilgili tek bir açıklama yapmamasına dikkat çekildi. Taşcıer, “Sayın Bakan’ın sosyal medya hesaplarında bu çocukların isimlerine ve ölümlerine dair hiçbir ifade yokken; aynı dönemde Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarını paylaşması, yurt dışı ziyaretlerine ilişkin açıklamalar yapması ve çeşitli etkinliklere dair paylaşımlarda bulunması, bu sessizliğin bilinçli bir politik tercihe dayandığını göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu.
“Çocuklar ölüyor, bakan susuyor”
Gamze Taşcıer, önergesinin gerekçesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yaşanan iş cinayetlerine rağmen kamuoyuna tek bir açıklama yapmamasını sert sözlerle eleştirdi. “Çocuklar ölüyor, Bakanlık izliyor, Bakan susuyor” diyerek durumu gözler önüne seren Taşcıer, “Sayın Bakan Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarını paylaştı, Mısır ziyaretine dair açıklamalarda bulundu, çeşitli kongre ve toplantılara katıldığına dair görseller servis etti. Ancak aynı dönemde yaşamını yitiren dört çocuk işçiye dair tek bir söz söylemedi” dedi. Taşcıer, Bakan Işıkhan’ın bu tutumunu, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan bir kamu görevlisinin, çocuk işçiliğe bağlı ölümler karşısında sessiz kalması sadece bir ihmalkârlık değildir. Sayın Bakan çocuk işçiliğini görmezden gelmeyi tercih etmiştir” sözleriyle ifade etti.
“Bu bir hak mücadelesi”
Gamze Taşcıer, çocuk işçiliğinin, sınıfsal eşitsizliklerin, emek sömürüsünün ve neoliberal politikaların bir sonucu olduğunu belirterek, “AKP iktidarının yıllardır uyguladığı piyasacı politika anlayışı neticesinde kamusal eğitim niteliksizleşmiş, sosyal koruma mekanizmaları zayıflamıştır. Bu bilinçli politikanın sonucu olarak yoksulluk derinleşmiş, eğitime erişimdeki eşitsizlikler artmış, sosyal devletin geri çekilmesi nedeniyle güvencesiz çalışma biçimleri yaygınlaşmış ve çocuklar güvencesizliğin nesnesi haline getirilerek, erken yaşta işgücü piyasasına sürüklenmiştir” ifadelerini kullandı.
Önergesinde, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere (BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, ILO 138 ve 182 Sayılı Sözleşmeler) rağmen çocuk işçiliğinin hâlâ ağır koşullarda ve ölümle sonuçlanan biçimlerde sürdüğünü vurgulayan Taşcıer, eğitim ve sosyal destek mekanizmalarının çöküşüne dikkat çekti. “Çocuk işçiliğiyle mücadele ancak sosyal devletin yeniden inşasıyla mümkündür. Çocuk işçiliği bir kader değildir, politik bir tercihin sonucudur. AKP’nin tercihi, emeğin değil sermayenin tarafında durmaktır. Sosyal adaleti ve refahı değil, ucuz iş gücünü büy