1 Mayıs öncesinde, bazı sendikaların Taksim Meydanı’nda kutlama yapma ısrarları devam ederken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan bu konu hakkında açıklamalarda bulundu. Bakan Işıkhan, bugün TÜRK-İŞ’i ziyaret ederek 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün yaklaştığını belirtti. Bu yılın 1 Mayıs’ının, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını başlatacağı ve Türkiye Yüzyılı’nı kutlayacağı anlamda önceki yıllardan daha farklı ve anlamlı bir şekilde kutlanacağını vurguladı. Çalışan, üreten ve emek veren tüm kesimlerin bu özel günü çeşitli programlarla kutlayacaklarını da ifade etti.
Bakan Işıkhan, emeğin maddi ve manevi dünyadaki özel bir yere sahip olduğunu, işçilerin haklarının her zaman korunduğunu ve sendikal faaliyetlerin desteklendiğini belirtti. Hak, hukuk ve adaletin sloganlarla değil icraatlarla sağlanması gerektiğine dikkat çekerek işçilerin samimi icraatların muhatabı olması gerektiğini söyledi. Emekçilerin evine ekmek götürme ve ülkenin gelişmesine katkıda bulunma çabasında olduğunu vurguladı ve işçilerin ülkeye zarar verecek eylemlerde bulunmayacağını belirtti.
Bakan Işıkhan, emek ve dayanışmanın simgesi olan 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’yla sınırlandırılmaması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Taksim Meydanı’nın geçmişte yaşanan olayların anısına saygı gösterilmesi gerektiğini ve emekçilerin alın terinin, Taksim Meydanı’na sığmayacak kadar büyük olduğunu belirtti. Ayrıca, 1977 yılında Taksim’de hayatını kaybeden emekçileri anarak, onların hatıralarının önemli olduğunu vurguladı.
Geçtiğimiz aylarda Anayasa Mahkemesi’nin, Taksim Meydanı’nda kutlama yapılmasının engellenmesinin gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verdiği hatırlatıldı. AYM, Taksim Meydanı’nın işçi ve emekçiler için “ortak hafıza” ve sembolik değeri olduğunu belirtti. Bu nedenle, AYM kararında işçi ve sendika kültürünün bir parçası olan Taksim Meydanı’nın sadece 1 Mayıs günü değil, yıl boyunca emekçilerin dayanışmasını ve ortak hafızasını simgelediği vurgulandı. AYM, herkesin Taksim Meydanı’nda bulunma hakkı olduğunu ve burada geçmişten gelen bir kültürü yaşatma hakkına sahip olduğunu belirtti.