Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, 2025 yılı bütçeleri değerlendirildi. Bu kapsamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yanı sıra Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın bütçeleri de gündeme geldi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesine ilişkin detaylı bir sunum gerçekleştirdi.
Sunum sırasında Memişoğlu, özellikle “Yenidoğan Çetesi” adı verilen suç örgütüne değinerek, bu yapının “insanlıktan nasibini almamış çetesi” olduğunu ifade etti. Memişoğlu, sağlık müdürlüğü, emniyet teşkilatı ve yargı mercileri arasında sağlanan koordinasyon ve özenli çalışmalarla bu çetenin çökertildiğini belirtti. Ayrıca, bu süreçte devletin farklı birimlerinin nasıl kritik bir rol oynadığını vurguladı.
Memişoğlu, yapılan denetimlerde sağlanan sıra dışılığı ve CİMER aracılığıyla elde ettikleri bilgilerin ardından konunun bir adli operasyona dönüştüğünü aktardı. Bakan, “Bakın, bu kadar teknik takibi yapan bu devletin savcıları, bu devletin emniyet mensupları. Bu kadar denetimi gerçekleştiren bu devletin sağlık personelleri.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, konuyla ilgili olarak bir takım kişilerin, operasyonun üzerinden 6 ay geçtikten sonra ortaya çıkıp sözde kahramanlık yapmalarını eleştirerek, bu kişilerin daha önce neden bilgi ve belgeleri yetkili makamlarla paylaşmadığını sordu.
Sağlık Bakanı Memişoğlu, yenidoğan skandalı üzerine yaptığı konuşmalar sırasında muhalefet vekilleri tarafından protesto edildi. Bu protestolar arasında, CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap ve İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in Memişoğlu’nu istifaya davet etmesi dikkati çekti. Memişoğlu’nun savunduğu görüşler, muhalefet vekilleri tarafından oldukça sert bir şekilde karşılandı ve buna bağlı olarak oturumda gergin anlar yaşandı.
TBMM’deki bu tartışmalar, Türkiye’deki sağlık sistemine ve sağlık hizmetlerine dair önemli verilerin ortaya konmasına katkıda bulunurken, aynı zamanda muhalefetin hükümete yönelttiği eleştirileri de artırdı. Bakanın açıklamaları ve muhalefetin tepkileri, önümüzdeki günlerde sağlık alanındaki gelişmelerin nasıl şekilleneceğini merak konusu haline getirdi. Tüm bu durumlar, kamuoyunun gözünde sağlık politikalarının ne denli etkili olduğunu ve devletin bu alandaki sorumluluklarının nasıl yerine getirildiğini de sorgulattı.
Son olarak, bu tartışmaların sadece sağlık sisteminin mevcut durumunu değil, aynı zamanda daha geniş sosyal ve siyasi dinamikleri de etkileyeceği öngörülüyor. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun sunumu ve arkasındaki tartışmalar, TBMM’nin işlevselliği ve demokratik süreçlerinin birer parçası olarak değerlendiriliyor.
