Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahya bölgesinde bir hastaneye düzenlediği hava saldırısının sonucunda, çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere onlarca Filistinlinin hayatını kaybetmesini şiddetle kınadıkları bildirildi. Bu tür saldırıların devam etmesi, uluslararası toplumun İsrail’e yönelik bir dizi yaptırım ve özellikle silah ambargosu uygulaması gerektiğini gösterdiği vurgulandı. Açıklamada, soykırımcı olarak tanımlanan İsrail hükümetine destek verenlerin bu suçlara ortak oldukları ifade edilerek, bu durumun kabul edilemez olduğu belirtildi.
Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, uluslararası hukukun ihlali anlamına gelen bu tarz saldırıları durdurmak için acil ve kararlı adımlar atılması gerektiğini dile getirdi. Beyt Lahya’daki hastaneye yapılan saldırı, sağlık hizmetleri ve sivil altyapıya yönelik olan saldırıların savaş suçlarını oluşturduğunun altı çizildi. Sivil halkın maruz kaldığı bu tür saldırılar, uluslararası kuruluşlar tarafından daha fazla dikkate alınmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.
Yazılı açıklamada, “Saldırının arka planında yatan sebeplerin derinlemesine incelenmesi gerektiği” vurgulandı. Gazze’deki mevcut durumun karmaşıklığına atıfta bulunularak, göz ardı edilmemesi gereken unvanlar ve kalabalıklar içindeki masumiyetin önemi belirtildi. Aynı zamanda, hedef haline getirilen hastaneler, okullar ve diğer sivil yapılar hakkında sorumluluk sahibi ülkelerin ve kuruluşların durumu değerlendirecek mekanizmalara sahip olması gerektiği ifade edildi. Bu gibi durumların tekrar yaşanmaması için, uluslararası arenada ortak bir duruş sergilenmesi gerektiği vurgulandı.
Açıklamada, Türkiye’nin, Filistin halkının haklarının korunması ve Gazze’de yaşanan insani krizin son bulması konusundaki kararlılığı bir kez daha dile getirildi. Devlet yetkilileri, uluslararası toplumu taraf olmaya ve konuşmaktan öte, somut adımlar atmaya davet ederken, bu krizin çözümü için diplomatik yolların ivedilikle geliştirilmesi gerektiğine dikkat çektiler. Özellikle Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası organizasyonların öncülüğünde, tarafların masaya oturarak bir anlaşma sağlamaları gerektiği ifade edildi.
Türkiye’nin güçlü bir şekilde yürüttüğü diplomasi çabaları, hem bölgedeki barış sürecinin sağlanması hem de halkların güvenliğinin artırılması adına büyük önem taşımaktadır. Türkiye, Filistin meselesini stratejik olarak ele alarak, bu süreçte her zaman Filistinli kardeşlerinin yanında olduğunu, onların haklarını savunmaya devam edeceğini belirtti. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasıyla birlikte, tüm dünya ülkelerine de bir çağrı yapılarak, bu tür saldırılara karşı ortak bir ses çıkarmanın gerekliliği bir kez daha vurgulandı.
Yeni gelişmelerin takip edilmesi ve yaşanan sorunların çözümü için uluslararası baskının artırılması gerektiği inancıyla, açıklamanın sonlandırıldığı belirtildi. Türkiye, dünya genelinde yaşanan bu tür insani krizlerin önlenmesi için ihtiyaç duyulan uluslararası dayanışmanın güçlendirilmesi gerekliliğine dikkat çekmeye devam edecektir.