Son dönemde balıkçılıkla ilgili yeni düzenlemelerin uygulamaya konulması, sektörde önemli değişikliklere yol açtı. Bu durum, balıkçılar açısından avantaj sağlarken, yapılacak denetimlerin de ne denli kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Balıkçılardan Ahmet Özkaya, bu sezon hamsi avcılığında uygulanan kota sisteminin eylülden itibaren devreye alındığını belirtti. Özkaya, “Herhangi bir sorun yaşanmadı. Balıkçılarımız tekne boylarına göre avlanmalarını yaptılar. Denetimler de yapıldı, kota dışı avcılık önlendi” diye konuştu.
Bu yıl hamsinin yeterli boya ulaşamadığının altını çizen Özkaya, “Bu sene yaklaşık 100 bin ton hamsi avcılığı yapıldı. Hamsi açısından da iyi bir sezon geçti diyebiliriz” şeklinde ifadeler kullandı. Avcılığın denizlerdeki dengenin korunması açısından önemine de değinen Özkaya, sezonun başında Çağlayan denizlerinde yaşanan palamut bolluğunu da anımsattı. “Hem balıkçılarımız hem de vatandaşlarımız palamuda doydu. Bu sezon yaklaşık 50 bin ton palamut yakalandı” dedi.
‘BALIKÇILAR İYİ BİR SEZON GEÇİRDİ’
Özkaya, balıkçıların genel anlamda bu sezonu başarılı bir şekilde geçirdiklerine vurgu yaptı. Bu başarı, sektörün yıllık ihracat rakamına da yansıdı. Sözlerine devam eden Özkaya, “Sektörümüz yıllık 2 milyar doları aşan bir ihracat rakamı yakaladı ve bu alanda artış ivmesinin devam ettiğini söyleyebilirim” ifadelerini kullandı. Bu durum, balıkçılıkla uğraşanlar için umut verici bir gelişme olarak kabul ediliyor.
‘MÜSİLAJDAN DOLAYI MARMARA’DA BALIKÇILARIMIZ SEZONU ERKEN KAPATTI’
Ancak, bu sezonun bazı zorlukları da oldu. Özellikle denizlerdeki yaşamı olumsuz etkileyen müsilaj, bu yıl yeniden gündeme geldi. Özkaya, müsilajın köpük benzeri bir şekil içinde denizlerde oluştuğunu ve özellikle Marmara Bölgesi’nde balıkçıların avcılık yapmasını engellediğini belirtti. “Bu sezon müsilajdan dolayı Marmara’da balıkçılarımız sezonu erken kapattı,” diyen Özkaya, sektörün bu durumdan çok olumsuz etkilenmediğini ancak önlem alınması gerektiğini vurguladı. “İlerleyen yıllarda bu durum sektörümüze ciddi zararlar verebilir,” sözleriyle, gelecekte bu gibi sorunların çözümlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Özkaya’nın bu açıklamaları, balıkçılık sektöründeki gelişmelerin yanı sıra çevresel faktörlerin de önemine dikkat çekiyor. Bu durum, balıkçılık faaliyetlerinin sürdürülmesi ve denizlerdeki doğal dengenin korunması adına önem taşımaktadır. Dolayısıyla, uzun vadede sağlıklı denizlerin ve dolayısıyla canlıların varlığı için gerekli önlemlerin alınması oldukça önemli hale gelmektedir.
Sonuç olarak, balıkçılık sektöründe bu yıl içindeki gelişmeler umut verici bir tablo ortaya koysa da, çevresel sorunlar ve düzenlemeler her zaman gündemde olmalı. Özellikle müsilaj gibi tehditlerle başa çıkmak adına sürdürülebilir çözümler geliştirilmesi gerekiyor. Balıkçıların, denizlerin sağlıklı bir şekilde korunması konusunda daha fazla bilgi sahibi olmaları, hem kendi gelecekleri hem de ekosistemin sürekliliği açısından büyük önem taşıyor.