İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde, yerel balıkçılar, ağlarına takılan tonlarca kefal yavrusunu yeniden denize salarak doğanın dengesine katkıda bulunmaya karar verdiler. Geminin reisi olan Mustafa Baran (37), yaptığı açıklamada, “Önemli olan denizlerimiz. Küçüğü salacağız ki büyüğü gelsin” diyerek bu davranışlarının sebebini özetledi.
Güzelbahçe’deki balıkçılar, balık avlamak üzere 4 Ocak tarihi itibarıyla denize açıldılar. Belirledikleri noktada ağlarını çektiklerinde, yakaladıkları balıkların arasında kefal yavrusu (gamit) olduğunu fark ettiler. Bu durum üzerine Mustafa Baran ve mürettebatı, yaklaşık 20 ton kefal yavrusunu yeniden denize bırakma kararı aldılar. O andaki duygusal anlar, cep telefonlarıyla kaydedildi ve bu görüntülerde tonlarca balığın yeniden denizle buluşma anları yer aldı.
‘O YAVRULAR, 8-10 KAT DAHA BÜYÜYEBİLİYORLAR’
Mustafa Baran, babası ve kardeşiyle birlikte balıkçılık yaptıklarını belirterek, “O gece çıktık. Bir hafta önce de aynı bölgeden 350 kasa kefal tutmuştuk. Radarda balığı görünce ağı attık ve toplama başladık. Yaklaşık 2 bin kasa balık vardı. Ancak yarısı kadarının gamit olduğunu gördük. Belki yarısı yasal sınırın üzerindeydi ama balığın ince olduğunu görünce kıyamadık. Çünkü o yavrular, 8-10 kat daha büyüyebiliyorlar. Onları salmamak birçok insanın ekmeğiyle oynamak ve kendi ayağımıza sıkmak olurdu. O nedenle balıkları tekrar denize saldık. Çok fazla balık vardı ama tereddüt edecek bir durum yoktu. O balıkları alamazdık, günah” ifadelerini kullandı.
Mustafa Baran, balıkçılıkla yıllardır uğraştıkları için bu mesleğin önemini vurguladı. “Dededen toruna balıkçılık yapıyoruz. Yıllardır bu meslekten karnımızı doyurduk, bu meslekten büyüdük. Daha önce de bocilik (ağın en son daraldığı küçük yer) yaptık. Orada 50-60 yunus yavrusu kalmıştı. Ancak yanlarında diğer balıklar da vardı. Balıkçılığın çok da iyi gitmediği bir sezondu. Ona rağmen onları da saldık. Doğaya zarar vermemek çok önemli” dedi.
‘DOĞAYA ZARAR VERMEMEK ÇOK ÖNEMLİ’
Baran, doğaya zarar vermemenin önemine dikkat çekerek, “O gün orada yaklaşık 2 bin kasa balık vardı. Ancak büyüdüklerinde belki 10 bin kasa balık olacak. Tutmak o kadar günah ki. Diğer insanların da hakkını yemiş olursun,” ifadesini kullandı. Balıkçılık yapmakta zorluk çektiklerini de belirten Baran, “Masraflarımız oldukça ağır. Tahmini olarak belki 500-600 bin lira gibi bir zararımız vardı, fakat bunun hiçbir önemi yok. Önemli olan doğal hayat, ülkemiz ve denizlerimiz. Küçüğü salacağız ki büyüğü gelsin” şeklinde konuştu.
Bu olay, yerel balıkçıların ekosistem üzerindeki duyarlılıklarını ve deniz kaynaklarını koruma konusundaki kararlılıklarını gözler önüne seriyor. Doğal yaşamı koruma çabaları, bu tür olaylarla gündeme gelirken, balıkçılık gibi geçim kaynağı olan bir mesleğin de doğa ile uyum içerisinde nasıl sürdürülebileceği konusunda önemli bir örnek teşkil ediyor.
Güzelbahçe’deki balıkçıların bu davranışı, sadece kendi geçim kaynaklarını değerlendirmekle sınırlı kalmayıp, denizlerin sürdürülebilirliğine ve balık pop
