Geçtiğimiz günlerde cezaevi önünde bir basın toplantısı düzenleyen Sırrı Süreyya Önder, heyetin yapmış olduğu görüşmeler hakkında bilgi verdi. Açıklamalarına Figen Yüksekdağ ile yapılan görüşmeden bahsederek başlayan Önder, “Öncelikle sağlıkları ve moralleri iyiydi” ifadesini kullandı. Ayrıca Semra Güzel ile de bir görüşme gerçekleştirdiklerini dile getiren Önder, bu görüşmede, Güzel’in kamuoyuna selamları olduğunu ve sürece dair yarın kendi sosyal medya hesabından bir açıklama yapacağını aktardığını belirtti. Güzel’in, “Onlara düşen her şeyi, omzumuza ne düşerse seve seve yerine getirmeye hazır bir şekilde bekliyoruz” şeklindeki sözlerine vurgu yaparak, süreçle ilgili tüm gelişmelerin yakın takipçisi olduklarını vurguladı.
Önder, Türkiye’nin geçmişindeki çatışmalı süreçlere de değinerek, “5 sene önce bu cezaevinden tahliye olmuştum; yine burada konuşmuştuk. 10 yıl bu ülke ağır bir zaman kaybetti” dedi. Kaybolan iki şeyin asla yerine konulamayacağını ifade eden Önder, bunların yitip giden canlar ve zaman olduğunu belirtti. Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybedenlerin, sağlığını kaybedenlerin, şehit ve gazilerin Türkiye’nin onuru olduğunu söyleyen Önder, “Hepimizin onlara ağır bir sorumluluğu ve borcu vardır ve bu borcumuzu ödemek için asıl yapmamız gereken şey, bu çatışmalı süreci sonlandırmak ve barışla taçlandırmaktır” ifadelerini kullandı.
Barışın, şehitlere ve gazilere olan borcun altını çizen Önder, “Barış, çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak zorunda olduğumuz bir şeydir” dedi. Ülkenin çocuklarının, bu çatışmalı mirası hak etmediğini vurgulayan Önder, “Sorumluluğumuzun ağır olduğu bir dönemde, vicdanımız ve insan olmamız gereği, çocuklarımıza barış içinde bir ülke bırakmak zorundayız” şeklinde konuştu. Bu bağlamda hem toplumun hem de bireylerin sorumluluklarını hatırlatan Önder, bu konuda en çok bedel ödeyenlerin kendileri olduğunu belirtti.
Sırrı Süreyya Önder, tartışmalı konular hakkında da değerlendirmelerde bulundu. “Çok spekülatif tartışmalar oluyor. İnanın silah kadar zarar veren bir dil bu” diyerek, “Ülke bölünecek”, “Çift bayrak”, “Çift dil” gibi söylemlerin gündemlerinde yer almadığını ifade etti. Böyle bir konunun tartışılmadığını vurgulayan Önder, barış kurmaya yönelik çabalarının herkes tarafından desteklenmesi gerektiğini dile getirdi. Herkesin fikrini değiştirmek veya kuşkusunu gidermek amacıyla iletişime açık olduklarını söyleyen Önder, bu sürece katkı sağlamaya hazır olduklarını belirtti. Ancak bu noktada toksik dili bir kenara bırakmanın önemli olduğunu ifade etti.
Önder, bu barış sürecinin yalnızca belirli kişilerin sorunu olmadığını, aksine ülkenin tüm bireylerinin sorunu olduğunu belirtti. “Bu mesele başta çocuklar olmak üzere tüm ülkemizin meselesidir” diyerek, barışın sağlanması için yapılan çalışmalara herkesin olumlu katkı vermesinin gerektiğini vurguladı. Bu konuda ciddiyet ve samimiyet beklediklerini dile getiren Önder, toplantılarda bu iki unsurun önemini vurguladı.
Ayrıca, bir haftadır yollarda olduklarını ve halktan gelen barış taleplerinin kendilerini motive ettiğini belirten Önder, “Özellikle boynumuza sarılan, barışı talep eden, elimizi çabuk tutmamızı isteyen ve bu konuda halkın vicdanının her zaman doğruyu işaret ettiğini” ifade etti. Ancak, bazı olumsuz yaklaşımlar adına “güvercin kasapları” tabirini kullanan Önder, halkı bu tür olumsuz söylemlere karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Son olarak, görüşme trafiğinin sürüp sürmeyeceği ve olası toplantılarla ilgili açıklamalarda bulunan Önder, “B
