ALİ MACİT/ SÖZCÜ
“Korkuyu görmek için boşuna bakacaklar Mehmet’in gözlerine”
Başkan Çalık, bulunduğu durumu ifade ederken, ünlü şair Nazım Hikmet’in ‘Karıma mektup’ adlı şiirindeki ikonik bir ifadeye atıfta bulundu. Şairin “Mavi gözlerimde korkuyu görmek için boşuna bakacaklar Nâzım’a!” sözlerini hatırlatan Çalık, bunu kendi durumu ile özdeşleştirerek, “Korkuyu görmek için boşuna bakacaklar Mehmet’in gözlerine.” şeklinde bir yanıt verdi. Bu sözleriyle Çalık, hem moral durumunun iyi olduğunu vurguluyor, hem de çevresine güçlü bir mesaj iletmiş oldu.
Çalık, hapis hayatının zorluklarına karşı son derece kararlı bir tutum sergiliyor. Keyfi ve morali oldukça yüksek görünüyor. Şu an üç yataklı bir koğuşta tek başına kalan Çalık, diğer belediye başkanları ile yalnızca karşılaşma anlarında bir araya gelebiliyor. Bu karşılaşmalarda, iletişim kurmak için işaret dili kullanarak birbirlerinin moral durumlarını yükseltmeye çalıştıkları belirtiliyor. Bu da, dayanışmanın ve arkadaşlığın önemini göstermekte.
Çalık’ın avukatı Melih Koçhan, müvekkilinin durumunu anlatarak ilginç ifadeler kullandı. “Çok dirayetliydi, kendine güveni tamdı,” diye belirten Koçhan, bu sürecin Çalık için zorlu olduğunu fakat moralini yüksekte tutmayı başardığını dile getirdi. Koçhan, böyle bir süreçte insanın dışarıdaki hayatı ve insanların yarattığı zorluklar hakkında düşündüğünü ifade etti. “Buralar daha iyiydi,” gibi ifadelerde bulunduğunda, Çalık’ın dışarıdaki hayatı sorguladığını dile getirmekteydi. “Dışarısı mı iyi, burası mı iyi?” diye düşünürken, bunun hakkında “Karar veremedim,” demesi ile aslında içsel bir çatışma yaşadığını ortaya koydu. Bu ifadeler, onun yalnızlık duygusu ve çevresindeki insanlardan uzak kalma durumu hakkında ipucu vermekteydi.
Çalık’ın avukatı, müvekkilinin bu süreçte başından geçenleri esprili bir dille de aktardığını belirterek, “İnsanlardan kurtulduk, burada kafamı dinleyeceğim,” anlamında bir değerlendirme yaptığını sözlerine ekledi. Bu şekilde, Çalık’ın ruh haline dair derin bir anlayış sunmuş oldu. Hem içsel huzuru hem de çevresel huzursuzluğu ile çelişen bir dönemden geçtiği aşikar.
Başkan Çalık’ın yaşam koşulları ve düşünceleri, aynı zamanda gönül dünyasındaki karmaşayı da gün yüzüne çıkarıyor. Hapis hayatı boyunca yaşadığı zorlukları ne şekilde aştığını ve dış dünya ile bağlarını nasıl kurmaya çalıştığını göstermektedir. Onun yapmış olduğu esprili çıkışlar, zorlu koşullar altında bile nasıl hayatına pozitif bir perspektif sunmaya çalıştığını gözler önüne seriyor. Bu tutumu, başkalarına da ilham verici bir örnek teşkil edebilir.
Sonuç olarak, Başkan Çalık’ın durumu, toplumda bir kesimin sesine ve yaşadığı gerçeklere dair olayları yansıtan bir pencere açmaktadır. Hem bireysel hem de toplumsal açıdan birçok ders çıkarılabilecek bir durumla karşı karşıyayız. Korkuya rağmen dayanışma ruhunun ailesinde ve arkadaşları arasında nasıl gözlemlendiği, bu zor koşullar altında insan ruhunun ne denli güçlü ve dirençli olduğunu göstermektedir. Önümüzdeki süreçte, bu konularla ilgili geniş bir sosyal etki yaratabilir ve toplumda daha fazla dayanışma gösterilmesine vesile olabilir.
