Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Vekili Muhammed Muhbir ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın helikopter kazasında hayatlarını kaybetmeleri nedeniyle duyduğu üzüntüyü ve taziyelerini iletti. Türkiye’nin bu acı günlerde İran’ın yanında olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye’nin İran halkının acısını paylaştığını belirtti ve komşuluk ilişkilerini sürdüreceğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Reisi ve Abdullahiyan’ın Türkiye ve İran ilişkilerine katkılarının daima hatırlanacağını belirtti.
Aynı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesi de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından duyuruldu. Görüşmede, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve küresel gelişmeler ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecinin olumlu yönde ilerlediğinden memnuniyet duyduğunu belirterek, Türkiye’nin süreci yakından takip ettiğini ifade etti. Bölgede sağlanacak adil ve kalıcı barışın hem Azerbaycan hem de Ermenistan için yeni bir iklim getireceğini aktaran Erdoğan, bu sürecin bölge ülkeleri için de faydalı olacağını belirtti.
Her iki görüşmede de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye’nin dost ve kardeş ülkelerle olan ilişkilerini güçlendirmeye devam ettiği ve bölgesel barış ve istikrar için çaba sarf ettiği vurgulandı. İran ve Azerbaycan’a destek mesajları iletilirken, Türkiye’nin bölgede aktif bir rol oynamaya devam edeceği ifade edildi.
Bu telefon görüşmeleri, Türkiye’nin bölgedeki önemli aktörlerle olan ilişkilerini güçlendirmeye ve bölgesel barışın sağlanmasına yönelik çabalarını sürdürmeye devam ettiğini gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği ve iş birliği mesajları, Türkiye’nin dış politikasının dostane ve yapıcı bir şekilde devam ettiğini yansıtıyor. Sonuç olarak, Türkiye’nin bölgedeki istikrar ve barış için önemli bir rol üstlendiği ve bu doğrultuda çeşitli diplomatik adımlar attığı görülmektedir.