Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in, mevzuata aykırı bir biçimde elektrik dağıtım şirketlerine olan borcunu ödemek amacıyla 400 milyon liralık bir borca ‘garantör’ olduğu saptandı. Sayıştay, 2023 yılı içinde gerçekleştirdiği denetimlerde, Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (GASKİ) tarafından elektrik maliyetlerinin karşılanması için önemli tutarda bir kredi kullanılması yönünde Fatma Şahin’e yetki verildiğini ortaya koydu. Bu kredi, Enerjisa Toroslar Elektrik Perakende Satış AŞ, Akedaş Elektrik Perakende Satış AŞ, Meram Elektrik Enerjisi Toptan Satış AŞ ve TEİAŞ Bölge Müdürlüklerine yapılacak ödemeler için kullanılacaktı.
Sayıştay raporunda, “Kefalette dolaylı yoldan bir borçlanma mevcutken, garantörlük ise doğrudan bir borçlanmaya yol açmaktadır. Belediyelerin hangi koşullarda borçlanacağı yasa ile belirlenmiştir. Garantörlük veya kefalet üzerinden borçlanma, bu hükümler arasında yer almadığı için, Belediye Meclisi Kararı ile GASKİ’ye garantör ya da kefil olmasının mevzuata aykırı olduğu” ifadesine yer verilmektedir.
Raporda ayrıca, bu borçların detaylarına da yer verilmiş; Enerjisa Toroslar Elektrik Perakende Satış AŞ için 150 milyon TL, Akedaş Elektrik Perakende Satış AŞ için 160 milyon TL, Meram Elektrik Enerjisi Toptan Satış AŞ için ise 65 milyon TL olduğu kaydedilmiştir. Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün, 1.5 milyar Japon Yeni tutarında bir kredi alması için gerekli yetkiyi Fatma Şahin’in belediye meclisinden aldığı vurgulanmıştır.
Birlikte İmza Atmışlardı
Fatma Şahin ve Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Murat Pınar, geçmiş yıllarda “Akıllı Şehir Gaziantep Projesi” için birlikte imza atmışlardı. Bu proje, Gaziantep’in modernleşmesi ve teknolojik altyapısının güçlendirilmesi amacı güden önemli bir girişim olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu tür işbirliklerinin ne ölçüde şeffaf olduğu ve kamu kaynaklarının kullanımı açısından hangi standartlara uyulduğu kamuoyunda tartışmalara yol açmaktadır.
Fatma Şahin’in bu borçlanma işlemi ve ondan kaynaklanan eğilimlerin belediyecilik pratiği üzerindeki etkileri de sorgulanmaktadır. Özellikle, kamu kaynaklarının etkin kullanımı ve mali denetim süreçlerinin ne kadar sağlıklı yürütüldüğü, sadece Gaziantep değil, diğer belediyeler açısından da önemli bir değerlendirme konusudur. Dolayısıyla, Sayıştay’ın bu tespitleri, yerel yönetimlerin finansal yönetimlerinin daha şeffaf ve mevzuata uygun bir şekilde yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Bu durum, Gaziantep halkı için de önemli bir konudur. Yerel yönetimlerin mali yönetimi ve şeffaflık konuları, vatandaşın güveni ve destek alması için hayati öneme sahiptir. Gelecekte bu tür durumların yaşanmaması, daha sağlam ve şeffaf bir yönetim modeli geliştirilmesi adına önerilerin gündeme gelmesi beklenmektedir. Sonuç olarak, şehirlerin kalkınması için gerekli olan projelerin ve yatırım süreçlerinin düzgün ve mevzuata uygun şekilde işlemesi, sadece yönetimlerin değil, aynı zamanda toplumun da sorumluluğundadır.