Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıklar X. ve Y., geçen 14 Mayıs’ta ‘uyuşturucu ticareti yapmak’ suçundan yargılandıkları davada hakim karşısına çıktı. Sanık Y.’nin avukatı Z., reddi hakim talebinde bulundu. Avukat Z., “Türkiye Cumhuriyeti laik bir hukuk devletidir. Anayasada mahkemenin bağımsızlığı teminat altına alınmıştır. Dini simgelerle görev yapan mahkeme başkanı ve üyesini reddediyorum” dedi.
Avukat Z. ayrıca, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi dini simgelerle görev yapmasına ilişkin herhangi bir içtihatta bulunmamıştır. CMK 25 ve devamında gerekçeleri yazılı olarak bildireceğim. Hakimin reddi talebinin reddi halinde mahkeme heyetinin kendiliğinden dosyadan çekilmesini talep ediyorum. Müvekkilin sorgusunun akabinde alınmasını istiyorum” demiş ve yargılama mahkeme başkanı tarafından durdurulmuştu. Olayın ardından Adalet Bakanı W, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Avukat Z hakkında soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.
‘Mahkeme başkanı ve üye hakimin ‘başörtülü’ olması sebebiyle reddi hakim talebinde bulunan Avukat Z. hakkında, mahkeme başkanı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda, Ankara Barosu’da da şikayette bulundu. Konuya ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusunda, 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası işaret edilerek, “‘Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir’ ve ‘kimse dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.’ Yürürlükte olan kanunlarda ve ‘Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nde kamu kurumlarında ve bir kamu kurumu olan adliyelerde başörtüsünün yasaklılığına dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır” ifadelerine yer verildi.
‘Avukat Z.’nin reddi hakim talebinin, din ve vicdan hürriyetine aykırı bir durum olduğu kaydedilen suç duyurusunda, “Avukat Z.’nin pek çok kişinin önünde inancının gereği ve bir yansıması olarak başörtüsü takan tüm kadınlara karşı gerçekleştirdiği bu hareketi kabul etmek ve sindirmek mümkün değildir. Bu davranışa göz yummanın veya görmezden gelmenin benzer davranışlarla karşılaşılmasının önünü açması muhtemeldir” beyanları yer aldı.
Hazırlanan dilekçede Avukat Z. hakkında ‘Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’, ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılamak’ ve ‘Haksız gerekçe ile hakimleri reddetme ve bu sebeple davanın bilerek ve isteyerek gereksiz yere uzamasına neden olması ile görevi kötüye kullanma’ suçlarından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca dava açılması talep edildi.
Ankara Barosu Başkanlığı’na sunulan dilekçede ise “Avukat Z. hakkında bu davranışı ve avukatlık mesleğine yakışmayan duruşmadaki hal ve tavırları sebebiyle disiplin işlemlerinin yapılması hususunda gereğinin takdir ve ifası Baro Başkanlığı’nızdan rica olunur” diye belirtildi.