Bebek ölümlerine neden olan yenidoğan çetesi, bugün yeniden hakim karşısına çıkacak. Geçtiğimiz duruşmadaki ifadeleriyle dikkat çeken çetenin lideri Fırat Sarı, “Her şeyi anlatmak istiyorum” diyerek olaylarla ilgili önemli itiraflarda bulunmuştu. Bu cümle, hukuk mücadelesinin seyrini değiştirip değiştirmeyeceği merakla beklenirken, Sarı’nın açıklamaları davanın temel boyutlarını gözler önüne seriyor.
Sarı, eski FETÖ yönetimi döneminde devletle olan bağlantılarının olduğunu belirtti. “Yoğun bakımda yer bulmam için milletvekilleri beni arardı” diyerek, bu tür ilişkilerin şaşalı ve çürümüş bir sistemin parçası olduğunu ifade etti. Ayrıca, kendisi gibi ambulans şoförü olan bir kişinin, acil çağrıları sadece belirli hastanelere yönlendirerek haksız kazanç sağladığını itiraf etti. Bu açıklamalar, sağlık sektöründeki bazı karanlık bağlantıların ve çıkar ilişkilerinin açığa çıkmasına neden oldu.
ÇETE LİDERİ NE DEMİŞTİ?
Fırat Sarı, ifadelerinde İstanbul’da bu tür yasadışı işletmelerin yaygın olduğunu vurguladı. “Benden önce de birçok kişi bu işi yapıyordu” diyerek, sistemin oldukça köklü olduğunu iddia etti. Sözleşmelerin “hizmet işbirliği sözleşmesi” olarak adlandırıldığını belirten Sarı, bu çerçevede doktorlar ve hemşirelerin tamamen hastanenin kurumsal sistemi kapsamında çalıştığını, onun sistemi keşfettiği inancının yanlış olduğunu ifade etti. “Bu sistemi ben keşfetmedim, bu sistem zaten vardı.” demesi, birçok kişinin zihninde sorular oluşturdu.
Dinamik bir şekilde son durumunu aktaran Sarı, kimsenin “fiş çektiği” gibi bir durumun söz konusu olmadığını savundu. Kendisine yöneltilen eleştirilerin haksız olduğunu düşünerek, “Siz buradan duyunca irite oluyorsunuz, haklısınız ama bunlar muhabbet…” ifadelerini kullandı. Bunun yanı sıra, hastaları uzun süre yatırmakla suçlandığını belirten Sarı, “neden öldüreyim?” sorusunu gündeme getirdi. İddialarını savunurken, bu tür suçlamaların zorlama olduğunu savundu.
Sarı’nın ifadeleri arasında bazı çatışmalı noktalar da dikkat çekiyor. Örneğin, CİMER üzerinden şikayette bulunan Deniz Korkmaz adındaki kişinin, onun yakınında bulunup, 2023 yılında şikayetini bildirdiğini söyleyerek, bu durumu farklı bir bağlama yerleştirdi. Korkmaz’ın siyasi bir duruş sergileyerek şikayetini yaptığına inandığını belirtti. Ayrıca, gözlerinin önünde bebeklerin ölmesine rağmen çalışmaya devam eden bir kişinin bu durumu siyasi bir eylem olarak değerlendirip değerlendiremeyeceği üzerine kafa yordu.
Sarı, Deniz Korkmaz’ın “Önceki arkadaşlarına, ‘Ben bir şey yaptım, hepinizi yaktım, ama bunu patronlara karşı yaptım’ şeklinde bir konuşma yaptığını” iddia etti. Bu durum, meselenin daha geniş bir siyasi boyutu olabileceği ve temelinde daha derin bir ilişki ağının yattığını düşündürüyor.
Tüm bu açıklamalar, duruşmayı takip edenler ve davaya ilgi duyanlar açısından oldukça ilgi çekici ve düşündürücü. Sarı’nın açıklamaları, sadece kendi savunmasını değil, aynı zamanda sağlık sektöründeki uzun süredir devam eden ve derin zararlara yol açabilen bir sistemin de açığa çıkmasına neden olabilecek unsurlar içeriyor. Bugünkü duruşma, bu sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda belirleyici bir rol oynayacak gibi görünüyor.