Bekir Coşkun’un ilk köpeğinin adı “Pako”ydu ve onu yıllarca yazılarında anlattı. Eşi Andree Coşkun da sokak köpeklerinin koruyucusuydu ve yaz aylarında Ayvalık-Cunda’daki evlerinin önüne yerleşen köpekleri Ankara’ya getirip, yazın geri götürüyorlardı. Bekir Abi’nin bir köpeğin ayağının kesilmesi durumunda gözyaşı döktüğü de bilinmektedir.
Şu günlerde TBMM’de ele alınacak olan başıboş köpeklerin uyutulması ve kısırlaştırılmasıyla ilgili yasa teklifi hakkında, Andree Hanım’a Bekir Abi’nin görüşlerini sordum. Andre Hanım, bu konuyu geçmişte de sık sık konuştuklarını ve ortak düşüncelerini paylaştı. Türkiye’nin altına imzasını attığı Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini belirtti ve devletin sorumsuzluğunun sokak köpeklerinin popülasyonunu kontrol altında tutmamasına neden olduğunu vurguladı.
Andre Hanım, çözüm yollarının olduğunu ancak etkin bir şekilde kullanılmadığını dile getirdi. Uyutmanın bir katliam ve ölüm emri olduğunu savundu ve bu yöntemin kabul edilemez olduğunu söyledi. Devlet ve belediyelerin kısırlaştırmaya bütçe ayırmaları gerektiğini ve STK’ların, veterinerlerin yardımlarını kabul ederek çözüm bulunabileceğini ifade etti. Hayvan severlerin desteğe hazır olduğunu ve uyutmanın asla bir çözüm olmadığını vurgulayarak herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti.
Andre Hanım, hayvan haklarının olduğunu ve hayvanların da insanlar gibi yaşam hakkına sahip olduğunu hatırlatarak, uyutmanın kesinlikle doğru bir yol olmadığını sözlerine ekledi. Son olarak, hayvanların korunması ve haklarının savunulması için herkesin sorumluluk alması gerektiğini ve uyutmanın asla kabul edilemez bir yöntem olduğunu vurguladı.