Türkiye’nin en büyük şirketler topluluğu olarak bilinen Koç Holding’in bir iştiraki olan Beko, 2024 yılında önemli bir adım atarak Avrupa’daki tüm iştiraklerini Hollanda merkezli olarak kurulmuş olan ‘Beko Europe’ şirketi altında birleştirmiştir. Bu birliktelik, Beko’nun Avrupa pazarındaki varlığını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Ancak, bu süreçte bazı fabrikaların kapatılması ve işten çıkarmalar gündeme gelmiştir.
Geçtiğimiz yıl duyurulan önemli kararlardan biri, Beko’nun Polonya’daki fabrikasını kapatma kararı olmuştur. Bu karar, şirketin sermayesinin yüzde 75’ini elinde bulunduran Beko’nun verimlilik sorunları yaşadığına dair daha geniş bir bağlamda düşünülmelidir. Fabrikanın kapatılmasının yanı sıra, şirketin Polonya’da bulunan plastik komponent üretimi gerçekleştiren fabrikasında da işten çıkarmalar yaşanacağına dair açıklamalarda bulunulmuştur. Bu durum, Polonya’daki işçilerin tepkisini çekmiş ve Türkiye Büyükelçiliği önünde protestolar düzenlenmiştir.
İşten çıkarmalar ve kapatılan fabrikalar, oldukça olumsuz bir sosyal etki yaratmış, Polonyalı işçilerin yaşam ve çalışma koşullarını tehlikeye sokmuştur. Bu bağlamda, Beko Avrupa’nın geleceği açısından önemli bir karar almış ve kapatılması planlanan fabrikanın potansiyel olarak satışı için görüşmeler yapıldığını açıklamıştır. Bu durum, Beko’nun mevcut krizden çıkma çabalarının bir parçası olarak değerlendirilmektedir.
Beko Europe, Polonya’nın Łódź şehrindeki plastik komponent fabrikasının satışı için Mega Endüstri ile iyi niyet mektubu imzalamış olduğunu belirtmiştir. Bu anlaşmanın sonuçlanmasıyla birlikte fabrikanın, Türkiye’de 5 üretim tesisi ve 2000’den fazla çalışana sahip olan plastik komponent üreticisi Mefa Group’a devredilmesi beklenmektedir. Bu tür stratejik adımlar, Beko’nun Avrupa’daki operasyonlarını yeniden yapılandırma çabalarının bir parçasıdır.
Beko Europe’un bu tür tasarrufları, yalnızca şirketin finansal sağlığını sürdürmesi açısından önemli değil; aynı zamanda işçiler için istihdam olasılıklarını değerlendirmek açısından da kritik bir görev üstlenmektedir. Mefa Group’un bu devri alması, Polonya’da işçi istihdamını bir nebze olsun güvence altına alabilirken, Beko’nun verimlilik sorunlarına kalıcı bir çözüm bulma yollarını aradığının da göstergesidir. Her ne kadar işten çıkarmalar ve fabrikaların kapatılması kaçınılmaz bir durum gibi gözükse de, bu tür devralımlar iş gücü piyasasında ufak da olsa bir denge sağlama potansiyeline sahiptir.
Sonuç olarak, Beko Europe’un Polonya’daki fabrikası ile ilgili yaşanan bu gelişmeler, hem ekonomik hem de sosyal açıdan önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir. Şirket, yıllık karını artırmaya çalışırken, bir yandan da çalışanlarının haklarını gözetmek zorundadır. Bu süreçte, kararların alınması ve uygulanması esnasında sosyal sorumluluklarının bilincinde olmak, Beko’nun uzun vadeli başarı kriterlerinden biri haline gelmelidir. Kamuoyunun tepkileri ve işçilerin yaşadığı zorluklar, bu tür stratejik adımların daha dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekliliğini gözler önüne sermektedir.