Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Suudi Arabistan’ı ziyaret etme planları yaparak, ABD’nin İsrail ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi çabalarını sürdürmeye devam etmektedir. Bu çerçevede, Jake Sullivan, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüş alışverişinde bulunacak. İsrail ordusunun Gazze’ye saldırılarına karşı tepki gösteren Veliaht Prens, Filistin meselesinin çözümü olarak iki devletli çözümü desteklemektedir. Riyad ile Tel Aviv arasındaki normalleşme görüşmeleri, geçmişte askıya alınsa da son aylarda yeniden başlamıştır.
ABD’li yetkililer, Jake Sullivan’ın Selman ile gerçekleştireceği görüşmede büyük bir ilerleme beklenmediğini ancak konuyu kontrol altına almak için bu buluşmanın önemli olduğunu vurgulamaktadırlar. Sullivan’ın geniş kapsamlı istişarelerde bulunacağı belirtilmiş olup, Suudi Arabistan’a uzun bir süre ziyaret gerçekleştirmediğinden dolayı birçok konunun bu görüşme kapsamında ele alınması beklenmektedir.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Mart ayında yaptığı açıklamada, ABD ve Suudi Arabistan arasında yaşanan ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik görüşmelerde “iyi ilerleme” kaydedildiğini bildirmiştir. Suudi Arabistan, normalleşme anlaşmasının bir parçası olarak, ABD ile ortak savunma anlaşması imzalamayı ve sivil nükleer programı için ABD’den destek almayı hedeflemektedir. Bu gelişmeler, bölgedeki stratejik ilişkilerin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Jake Sullivan’ın Suudi Arabistan ziyareti, bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması adına önemli bir adım olarak görülmektedir. İsrail ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi, bölgedeki tansiyonun düşürülmesi ve barış ortamının oluşturulması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte, ABD’nin bölgedeki rolü ve destekleri de kritik bir öneme sahiptir.
Sonuç olarak, Jake Sullivan’ın Suudi Arabistan ziyareti ve Veliaht Prens Selman ile gerçekleştireceği görüşme, bölgedeki ilişkilerin geleceği açısından önem arz etmektedir. İsrail ve Suudi Arabistan arasındaki normalleşme sürecinin ilerlemesi, bölgede daha güvenli ve istikrarlı bir ortamın oluşmasına katkı sağlayabilir. ABD’nin bu süreçteki rolü ve desteği, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması adına kritik bir öneme sahiptir.