CHP’li belediyelerdeki kamu israfının en yoğun yaşandığı ilçelerden biri olarak Beykoz Belediyesi, yerel halkın beklediği temel hizmetleri sağlama konusunda sık sık ‘Bütçe yok’ bahaneleriyle karşılaşmaktadır. Ancak, belediye yönetiminin düzenlediği konserler gibi etkinliklerde, millete ait parasını cömertçe harcadığı gözlemlenmiştir.
Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, 2024 yılının Eylül ve Ekim ayları için planlanan kültürel ve sanatsal etkinlikler kapsamında toplamda yaklaşık 20 milyon TL tutarında bir ihale gerçekleştirmiştir. Bu ihale ile birlikte belediye, KGF Film Organizasyon Matbaa Danışmanlık İnşaat Gıda Limited Şirketi’ne 19 milyon 718 bin 983,50 TL bedelle hizmet alımı için sözleşme yapmıştır.
İhaleye dair detaylarda, Beykoz Belediyesi’nin yüklenici firma ile A grubundan 2 ve B grubundan 1 sanatçı talep ettiğini belirtmiştir. Bu bağlamda, etkinliklerde Yonca Lodi ve Gökhan Tepe 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde sahne alırken, Serkan Çevik de Mısır Festivali’nde performans sergilemiştir.
Beykoz Belediye yönetiminin, ‘tasarruf’ gerekçesiyle halk hizmetlerini üretmekten kaçınıp, ilçenin kaynaklarını konser ve etkinlikler adı altında harcaması dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, yaşanan mali sıkıntıları aşmak için Beykoz’u parsel parsel satmaya başlaması, kamuoyunda büyük bir eleştiriyle karşılanmıştır. Bu çerçevede, belediye, yatırım vaadiyle 3,5 milyar TL değerindeki 51 dönümlük bir araziyi 205 milyon TL’ye satışa sunmuştur. Bu araziye ilişkin satış ihalesinin 27 Kasım’da gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.
Beykoz’daki bu durumu ele alan muhalefet partileri, CHP’li belediyenin yönetim şeklini ve kaynak kullanımını sorgulamakta; halkın ihtiyaçlarının göz ardı edilerek gösterişli etkinliklere yönelinmesini eleştirmektedir. Özellikle, bu tür harcamaların sağlıklı bir bütçeleme ve planlama ile gerçekleştirilmediği vurgulanmakta; belediyenin asli görevlerini yerine getiremediği düşünülmektedir.
Yerel yönetimlerin görevi, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve kamu kaynaklarını etkin bir şekilde kullanmak iken, Beykoz Belediyesi’nde yaşanan bu tür durumlar, bütçe planlamasının ciddiyetle yapılmadığına dönük işaretler vermektedir. Belediye, yerel halkın beklentileri doğrultusunda hizmet vermek yerine, popülarite elde etmek amaçlı olan etkinliklerde büyük bütçelerin harcanmasını alışkanlık haline getirmiştir.
Sonuç olarak, Beykoz Belediyesi’nde yaşanan bu durum, kamu kaynaklarının etkin kullanımı ve halkın ihtiyaçları arasındaki dengenin nasıl sağlanması gerektiği üzerine geçerli tartışmalar başlatmaktadır. Yerel yönetimlerin, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda hareket etmesi, toplumda güven duygusunu artıracak ve daha sürdürülebilir bir yönetim anlayışını beraberinde getirecektir.