22 Şubat Pazar günü, saat 05.00 sularında Beykoz’un Görele Mahallesi, Menteşe Sokak’ta önemli bir olay meydana geldi. Kimliği henüz belirlenemeyen kişiler tarafından bir bina kurşunlandı. Olayda mağdur olan Ç.B., dairesinin banyosunda bulduğu mermi çekirdeğiyle ilgili olarak, hiç kimseyle husumetinin bulunmadığını ifade etti. Bu durum, olayın arkasındaki nedenlerin araştırılmasını daha da zorlaştırdı.
Olayın diğer bir mağduru İ.Y. ise kurşunlamadan kısa bir süre önce kendisini telefonla arayan tanımadığı bir kişinin, ‘G.E. adlı kişiye 600 bin Euro borcun var. Borcunu ödemezsen gelip kafana sıkacağım’ şeklinde tehdit ettiğini belirtti. Bu tehdit, kurşunlama olayının arkasında yatan potansiyel sebebi düşündürse de, kesin bir bağlantının olup olmadığı henüz netlik kazanmamıştı.
Olayın ardından, Gasp Büro Amirliği, güvenlik kamera görüntülerini incelemek üzere çalışma başlattı. Kısa bir süre içerisinde, şüphelilerin olay yerine bir araçla geldikleri, çevrede keşif yaptıktan sonra binayı kurşunlayarak olay yerinden yaya olarak kaçtıkları tespit edildi. Bu görüntülerin peşine düşen polis ekipleri, olaya karışan şüphelilerin kimliklerini belirlemeye başladı.
Beyoğlu, Esenyurt, Eyüpsultan, Şişli ve Sarıyer ilçelerinde tespit edilen adreslere, Özel Harekat polislerinin de katıldığı eş zamanlı baskınlar düzenlendi. Bu baskınlar sonucunda 3 şüpheli gözaltına alındı. Yakalanan şüphelilerden birinin, yaptığı eylem sonrası Beyoğlu’ndaki binaların çatıları arasında kaçmaya çalıştığı öğrenildi. Saatler süren bir kovalamacanın ardından, saklandığı tavan arasından çıkarılarak yakalandı. Bu anlar, polis kamerası tarafından görüntülendi.
Polis, yakalanan şüpheli S.S. (28), H.Y. (26) ve B.A. (18) üzerinde yaptığı sorgulamalarda, B.A.’nın daha önce poliste toplamda 14 suç kaydının bulunduğunu belirledi. Bu bilgiler, şüphelilerin geçmişteki faaliyetlerinin ne denli ciddi olduğunu ortaya koymakta ve olayın ciddiyetini vurgulamaktadır. Yakalanan şüphelilerin, polisteki işlemleri tamamlandığında adliyeye sevk edildiği bildirildi. H.Y. ve B.A., mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilirken, S.S. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bu durum, adalet mekanizmasının nasıl işlediğini ve suçluların topluma kazandırılması adına ne denli ciddiye alındığını gözler önüne seriyor.
Özetle, Beykoz’daki bu olay, yerel halk arasında büyük bir korku ve endişeye yol açtı. Mahalle sakinleri, kurşunlama olayının ardından güvenlik endişeleri taşımakta ve yaşadıkları yerin güvenliğinden kaygı duymaktadırlar. Olayın nedeninin ve arkasındaki motivasyonun net bir şekilde araştırılması, ilerleyen günlerde daha fazla aydınlatılmak durumundadır. Ayrıca, polis teşkilatının hızlı müdahalesi ve gerçekleştirdiği operasyon, kamu güvenliğinin sağlanması adına önemli bir adım olmuştur. Bu tür olayların tekrarlanmaması adına, hem toplumsal hem de bireysel önlemlerin alınması gereklidir. Her ne kadar bu olayın failleri yakalanmış olsa da, toplumda bıraktığı izlerin silinmesi zaman alabilir. Uzun vadede, güvenli bir ortamın oluşturulması ve kişilerin kendilerini güvende hissetmeleri, hem yerel yönetimlerin hem de toplumun ortak bir sorumluluğudur.