Son yıllarda, Marmara Denizi’nin çeşitli bölgelerinde görülen ve çevresel endişelere yol açan müsilaj, Karadeniz’e açılan bir kapı olarak bilinen Beykoz’da da görünmeye başladı. Çevre sakinlerinden alınan bilgiler doğrultusunda, müsilajın denizin dibinde yoğunlaşmasının yanı sıra yüzeyde de birkaç gündür gözlemlendiği belirtildi.
Beykoz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Zeki Demirtaş, muhabirlerle yaptığı görüşmede, balıkçıların müsilajdan oldukça olumsuz etkilendiğini ifade etti. Demirtaş, “İki buçuk aydır müsilaj nedeniyle zorluk çekiyoruz. Sabahın erken saatlerinde ağ atıyoruz ancak yarım saat içinde onu geri çekme zorunda kalıyoruz” şeklinde konuştu.
Demirtaş, müsilajın etkisiyle ağlarının parçalandığını ve bu durumun büyük bir sorun teşkil ettiğini vurgulayarak, “Ne kadar çabuk ağı çekebilirsek, o kadar kurtarabiliriz. Bunun etkisi altında kalan sadece Boğaz’daki balıkçılar değil, tüm trol tekneleri de bu durumdan muzdarip. Önceki yıllarda müsilaj, kanalda görülmektedir ancak bu yıl kıyılara kadar ulaştı. Artık ağ atmak imkansız hale geldi, oltası olanlar bile bu durumda etkileniyor. Haliç’teki akıntının müsilajı buraya getirdiğini düşünüyoruz. Dip ağları kullanarak balıkçılık yapmak neredeyse imkansız. Balıkçılar büyük bir mağduriyet yaşıyor. İki ay önce yetkililere bu durumu ilettik, burası küçük bir yer değil, adalarda daha fazla sorun yaşanıyor. Eğer durum böyleyse, temizlik işleri önce orada başlamalı” sözlerini ekledi.
‘BU ŞEKİLDE OLURSA DENİZE GİRİLMEZ’
Balıkçı barınağında tekne sahibi olan Esat Demirkaya, kıyıda müsilajın görülmeye yeni başlandığını ve deniz altında çamur tabakası bulunduğu için ağ atma ihmalinin yaşandığını dile getirdi. Demirkaya, “Bir ay öncesine kadar bu kadar kirlilik yoktu,” diyerek geçmişte durumu daha elverişli bulduğunu belirtti. “Ağların gözlerini kapatıyor, yıkasak dahi çıkmıyor. Deniz kokusu oldukça kötü, tam olarak petrol kokusuna benziyor. Müsilaj nedeniyle fazla balık avlamakta zorlanıyoruz. Şu an tekir avlama dönemi ama müsilajın içerisindeki balıkların sağlığa zarar verip vermediği konusu araştırılmalı. Geçen yıl istavritleri satamadık çünkü alan insanlar, balıkların pis kokmasından dolayı geri iade ettiler. Boğaz’da balık kokar mı? İşte bu sorun açıkça karşımızda duruyor. Bir ay öncesinden, ‘Müsilaj buraya doğru geliyor,’ diyerek durumu önceden tahmin etmiştim. Sarı dip otlarını gözlemlemiştik ve bu otların büyümesiyle birlikte müsilajın da artış göstereceğini düşünmüştük. Tahminlerimiz doğru çıktı. Atık istasyonlarının denetlenmesi ve sıklaştırılması gerekiyor. Eğer bu sorun çözülmezse gelecekte bir şey bırakmamış olacağız, bu konuda gerçekten üzülüyorum. Eğer durum böyle devam ederse, İstanbul Boğazı’nda denize girilmesi imkansız hale gelecek” ifadelerini kullandı.
Çevre sakinlerinden İbrahim Etemtiz, müsilaj nedeniyle denizin görünümünün oldukça kirli olduğunu ve bu durumdan deniz canlılarının zarar gördüğünü aktardı. Etemtiz, bu sebeple biyolojik arıtma yöntemlerinin uygulanması gerektiğini belirtti. Bu kirlilik sorununun yerel ve bölgesel etkileri konusunda farkındalık yaratmak adına bir dizi önlem almasının gerekliliğini vurguladı.