Beyoğlu Belediyesi Meclisi’nin Ocak ayı birinci toplantısı, ilginç ve dikkat çekici diyaloglarla dolu bir şekilde gerçekleştirildi. Toplantıda, geçen Mart ayında yapılan seçimlerle Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) geçen belediyenin birimlerinin kamu binalarından çıkartılması süreci ve bu bağlamda yaşanan ‘karavan’ tartışması gündeme geldi. Belediye Meclisi’nde, bu karavanın kime ait olduğu konusunda karşılıklı iddialar ortaya atıldı.
“MURAT KURUM’UN KARAVANIYDI GERİ VERİN”
Toplantıda söz alan belediyenin Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Grup Başkanvekili Sezayi Çimen, belediyenin kimsesizlere çorba ikram ettiği karavanın aslında kendilerine ait olduğunu öne sürdü. Çimen, Belediye Başkanı İnan Güney’e hitaben, “O karavan bizim seçim dönemimizde Murat Kurum Başkanımızın karavanıydı. Çorba dağıttığınız karavanla ilgili de kiraya veren şirket birkaç kez istedi. Biz de talepte bulunduk. Karavanımızı verirseniz de çok mutlu oluruz” şeklinde bir konuşma yaptı. Çimen’in bu talebi, meclis içinde gergin anlara neden oldu.
“ONA DA GÖZ DİKTİNİZ”
Belediye Başkanı İnan Güney ise bu talebe karşılık verirken, durumu mizahi bir dille ele aldı. Güney, “Bir karavanımız vardı, ona da göz diktiniz yani” şeklinde bir yanıt verdi. Bu cevap salonda gülüşmelere ve kahkaha seslerine yol açtı. Durumun komik tarafı, karavanın kimsesizlere çorba dağıtma gibi yardım amaçlı bir işlevi olmasıydı. Ancak siyasi çekişmeler, karavanın üzerinden devam eden tartışmalara dönüşmüştü. CHP yönetimi altında, bu tür karavanların nasıl kullanılacağı ve hangi amaçlarla destekleneceği konusunda belirsizlikler ortaya çıkmıştı.
Toplantı, özellikle bu tür diyaloglarla dikkat çekerken, Beyoğlu Belediyesi’nin siyasi iklimi ve yapılan hizmetler üzerindeki tartışmaların büyümesi de kaçınılmaz hale geldi. Gerek AKP gerekse CHP, karşılıklı suçlamalarda bulunarak sorumluluk alanlarını netleştirmeye çalıştı. Bu durum, her iki partinin de meclis içindeki yetki mücadelelerini ve siyasi hesaplarını ön plana çıkarttı.
Sonuç olarak, Beyoğlu Belediyesi Meclisi’nin bu toplantısı, siyasi gerginliklerin yanı sıra toplumsal hizmetlerin nasıl yürütüleceğine dair önemli bir tartışma yarattı. Karavan gibi sembolik bir konu üzerinden gelişen diyaloglar, yerel yönetimlerin işleyişini daha geniş bir perspektiften değerlendirmeye olanak tanıdı. Bu tür tartışmaların, kamuoyunda nasıl yankılar bulacağı ve hangi sonuçları doğuracağı ise merak konusu olmaya devam ediyor.