Başarılı bir oyuncu, dizinin başarısından oldukça memnun olduğunu ifade ederek, “Çok yoğun çalışıyoruz ama çok mutluyum” diye belirtirken partneri Hira Koyuncuoğlu, Güneş olarak da bilinen isimle sette çok iyi anlaştıklarını dile getirdi.
Yıllardır ekranda olmasına rağmen özel hayatını daha steril yaşamayı tercih eden Tunca, “Türkiye’de daha çok marjinal hayatlar Gündem oluyor. Ben böyle bir hayattan kaçıyorum. Gündem yaratma gibi herhangi bir ekstra çabam yok. Tabii ki magazinsel bazı şeyler yaşıyorum ama daha özel ve içsel yaşamayı tercih ediyorum” şeklinde konuştu.
Son zamanlarda annesini kaybeden oyuncu, yaşadıklarını ilk defa program sırasında anlattı. Annesinin hastalığı ve vefat sürecinin hayata bakış açısını değiştirdiğini belirten oyuncu, “Annemi 52 yaşında çok erken kaybettim. Annemin 30 yaşında kanser olduğunu öğrendik ve o günden vefat edene kadar müthiş bir Survivor yaşadık diyebilirim. Ben bu hayatta ne yapıyorsam ne kazanıyorsam anneme onu göstereceğim diye çıktım yola. Çünkü zengin bir aileden gelmiyorduk, hayatımda her şeyi kendim yaptım. Ama hastane öncesi ve hastane sonrası hayatım çok değişti. Hayatı çok fazla ciddiye almamayı öğrendim. Ama derler ya ‘Kırk tane mum yanar. Her gün biri söner ama bir tanesi hiç sönmez.’ Benim için bayramlar, kandiller, başladığım projelerin ilk bölüm izlemeleri… Bunlar çok dramatik geçiyor” şeklinde duygularını ifade etti.
Programın sonunda, Birand Tunca rüyasında gördüğü evi paylaştı. Ayazın Sonu Güneş dizisini ilk kez rüyasında gördüğüne değinen oyuncu, “Bir gün bir rüya gördüm. Bu dizi bana gelmeden Yunanistan’daydım. Rüyamda annem havuzlu bir konakta, bir müştemilat tarafında yaşıyordu. Ben bunu o dönem anlamlandıramamıştım. Sonra bir gün Ayazın Sonu Güneş geldi. Çekim yaptığımız ev, aynı rüyamdaki ev. Dolayısıyla benim için maneviyatı çok özel olan bir nokta ve annemin duaları da hep üzerimde. Bu hayırla, bu motivasyonla geldiğim bir dizi benim için” ifadelerini kullandı. Ayrıca, en büyük hayalinin annesinin hayatını film yapmak olduğunu ekledi.
