Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) verilerine göre, 2024 yılının 11. ayının 15. günü saat 05.50’de Türkiye’nin Doğu bölgesinde yer alan Bitlis ilinin merkez üssü olduğu belirtilen 4.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin derinliği yerin 8.71 kilometre altında kaydedildi. Güçlü sarsıntı, çevredeki birçok il ve ilçede hissedildi ve bölgede gergin bir atmosfer oluşturdu. Ancak, yapılan ilk değerlendirmelere göre deprem sonrası herhangi bir olumsuz durumun yaşanmadığı ifade edildi.
“EVLERİNİZE GİRMEYİN” UYARISI
Yer bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, depremin ardından sosyal medya üzerinden çeşitli uyarılarda bulunarak halkın dikkatli olmasını istedi. Ercan, Bitlis’in Hizan ilçesi İçlikavak bölgesinde, depremden 6 dakika arayla yine 4.3 büyüklüğünde iki küçük sarsıntı daha olduğunu ve bu sarsıntıların 5 kilometre derinlikte gerçekleştiğini belirtti. Hizan ilçesinin, deprem açısından birinci önemde bir bölge olduğuna dikkat çekti.
Ercan, Bitlis tehdidinin nedenini de açıkladı. Yerin güneyden kuzeye doğru baskı yapan Arap Kalkanı’ndan ve bu yapıyı oluşturan Bitlis Bindirme Kuşağı’ndan kaynaklandığını ifade etti. Bu durum, Bitlis bölgesinin sismik etkinliğinin tarihçesiyle de örtüşüyor. Örneğin, Bitlis sınırları içindeki en büyük depremin 1582 yılında meydana geldiği ve bu depremin büyüklüğünün 6.4 olarak kaydedildiği bilgisi verildi.
Prof. Dr. Ercan, mevcut 4.3 büyüklüğündeki depremden daha büyük bir depremin olmasının beklenmediğini, ama yine de dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. “M4,3 ardından daha büyük bir deprem gelirse şaşırtıcı olur. Ancak bekleyip göreceğiz.” şeklinde bir mesaj verdi. Hizanlıların, bugün evlerini kullanmamalarının iyi olacağı konusunda uyarılarda bulundu.
Bu tür depremler, hem yurttaşların hem de yerel yönetimlerin acil durum planlarının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Afet anında alınacak önlemler ve hazırlıklar, yaşanabilecek olumsuz durumların etkilerini azaltmak açısından kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, deprem sonrası halkın psikolojik durumu ve toplumda meydana gelen paniği yönetmek de uzmanların üzerinde durduğu bir diğer önemli mesele olarak ortaya çıkmaktadır. Yerel yönetimler ve AFAD gibi kuruluşlar, bu tür afetlerde halkı bilgilendirmek ve yönlendirmek için sürekli olarak çalışmalı ve hazırlıklı olmalıdır.
Sonuç olarak, Bitlis’in Hizan ilçesinde meydana gelen bu depremler, bölgenin deprem kuşağı üzerinde yer aldığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Toplumsal bilincin artırılması, acil durum planlarının gözden geçirilmesi ve afet sonrası yönetim stratejilerinin anlaşılması büyük önem taşıyor. Deprem kuşakları ve yer bilimleri üzerine çalışmalar, toplumun güvenliği için her daim sürdürülmelidir.
