Birleşmiş Milletler (BM) Sözcülük Ofisi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Ankara Bildirisi’ne yönelik değerlendirmelerini içeren bir yazılı açıklama yaptı. Bu açıklamada, Guterres’in özellikle Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in arasında bulunmuş olduğu çeşitli tartışmalı meseleleri dostluk ve karşılıklı saygı çerçevesinde çözme kararı almasının önemine vurgu yapıldı. Guterres, bu olumlu gelişmeyi memnuniyetle karşıladığını ifade etti.
Açıklamada, Guterres’in taraflar arasında teknik müzakerelerin başlamasını ve bu sürece dair olumlu sonuçları dört gözle beklediği belirtildi. Bu durum, uluslararası arenada barışçıl bir çözüm arayışının ve diyalog sürecinin ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Guterres, uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi ve bölgesel istikrarın sağlanması açısından bu gelişmeleri kritik bir adım olarak gördüğünü dile getirdi.
Bunun yanı sıra, açıklamada BM Genel Sekreteri’nin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iki ülke liderini bir araya getirme konusundaki girişimleri ve anlaşmanın uygulanmasına sağladığı destek için teşekkürlerini ilettiği belirtildi. Bu, BM’nin bu tür diplomatik girişimlere verdiği önemi ve Türkiye’nin bölgedeki rolünün altını çizen önemli bir nokta olarak öne çıkmaktadır.
Ayrıca, BM’nin bu süreçle ilgili olarak tüm taraflara destek verme konusunda istekli olduğu vurgulandı. Bu durum, Birleşmiş Milletler’in barış, güvenlik ve iş birliği konularındaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor. Guterres, müzakerelerin başarı ile sonuçlanması için gerekli her türlü yardımı sağlayacaklarının altını çizerken, uluslararası toplumun bu tür girişimlere destek vermesi gerektiğini de ifade etti.
Netice itibarıyla, BM Genel Sekreteri’nin bu açıklamaları, Somali ve Etiyopya arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ve karşılıklı sorunların çözülmesi adına önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Guterres’in, taraflar arasında kalıcı bir barış sağlanabilmesi için gösterdiği destek, uluslararası diplomasi açısından da önemli bir kazanım olarak dikkat çekmektedir. Bu olumlu gelişmelerin, bölgedeki diğer ülkeler ve uluslararası toplumu da harekete geçirip geçirmeyeceği merakla beklenmektedir.