Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde önemli bir duruşma gerçekleştirdi. Bu duruşmada, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Hakim Mehmet Güven, duruşmaya mütalaanın ardından tarafların savunmalarının alınmasıyla devam edileceğini açıkladı. Savunma sırasının geldiği Bora Kaplan’a, “Savunma yapacak mısın?” diye soran Güven, Kaplan’ın “Savunmamı en son yapmak istiyorum” yanıtını almasının ardından, diğer sanıkların savunmalarını dinlemeye başladı.
Sanıklardan Cemil Kumaşçıoğlu, bu davada tutuksuz yargılandığını, ancak daha önce 77. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ‘Kara para’ davasında tutuklu olduğunu belirtti. Bunun sebebini, hâlâ devam eden ‘Suç örgütü’ davası nedeniyle ‘Kara para’ dosyasından tahliye edilememesi olarak açıklandı. Kumaşçıoğlu, gizli tanık ‘Ü5’ tarafından dile getirilen iddialar üzerine yargılandığını ileri sürdü. Ayrıca, “Bora Kaplan’ın 7 tane mekanı var. Eğer bir mekanın başında durduğum için örgüt üyesiysem, bu mantıkla diğer dükkanların başında duran müdürlerin de örgüt üyesi olduğunu söylemek gerek,” diye ekledi ve çalıştığı mekanlarda kaçak alkol satılmadığını vurguladı.
Bir diğer tutuklu sanık Ersoy Yahya ise gizli tanık ‘Ü5’ tarafından adının yalnızca dört satırda geçtiğini ve bu ifadelerin araştırılmadan iddianamede yer aldığını savundu. Yahya, tutuklu sanık Bora Kaplan ile sosyal bir ilişkisinin bulunmadığını, yaşadığı maddi sıkıntılarla pandemiden kurtulmasına rağmen emniyetin ‘Bora Kaplan’ın mekanları’ algısından kurtulamadığını dile getirdi.
Duruşmada dikkat çeken başka bir konu, Mahfuz Tatar cinayetiyle ilişkili olarak Semih Arslan’ın ölümünden sorumlu tutulan Mahmut Gökhan Çanga’nın ifadeleri oldu. Çanga, dosyaya gelen raporların Arslan’ın intihar ettiğini açıkça gösterdiğini öne sürdü. Sercan Keleş ise, Arslan’ın ölümüne ilişkin iddialarının ‘kader’ olduğunu belirterek, “Arkadaşımı öldürmekle suçlandığım için ağır bir ceza ile yargılanıyorum. Eğer gerçekten öldürme niyetimiz olsaydı, Arslan’ı öldürüp başka bir yere gömerdik” ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı Güven, Keleş’in cezaevinden mahkemeye gönderdiği dilekçeleri okumaya devam etti. Keleş, dilekçelerde kendisini rahatsız hissederek huzurda etkin pişmanlık taleplerinde bulunmuş, ancak daha sonra bu taleplerin arkasında yatan nedenin baskılar olduğunu savundu. Mahkeme Başkanı, Keleş’e etkin pişmanlık beyanında bulunup bulunmayacağını sorduğunda, Keleş “Hayır, yok” şeklinde yanıt vermiştir.
Ayrıca, iddianamede örgüt yöneticisi olarak adı geçen Fethi Koyuncu, “Ben valelik yaptım, nasıl bir örgüt yöneticisi sabahtan akşama kadar araba çeker ki?” diyerek örgüt liderliği iddialarını reddetti. Koyuncu, “Eğer yöneticiysem bu duruma ve bana yazıklar olsun” diyerek savunma yaptı.
Duruşmanın sonuna gelindiğinde, Bora Kaplan mahkemeden ek süre talep ederek, “Daha başka bir davam var. Gördüğünüz gibi mahkeme aşamasında dahi dosya çalışıyorum. Suç örgütü lideri olarak tüm suçlardan yargılanıyorum ve karşı deliller çıkarabilmem için makul bir ek süre verilmesini istiyorum” şeklinde konuştu.
Duruşmanın yarın, sanıkların ve avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam edeceği açıklandı.