İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Ovası ve çevresinin zemin özelliklerini analiz etmek ve olası bir deprem anındaki tepkelerini belirlemek amacıyla gerçekleştirdiği çalışmalarda sona yaklaşıyor. Bu kapsamda, İzmir’in doğal afetlere karşı dirençli hale gelmesi için başlatılan araştırmalar arasında yapı envanteri çıkartılması, depremsellik ve tsunami analizleri ile mikrobölgeleme etüt çalışmaları yer alıyor.
İZMİR (İGFA) – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hedefi, kenti doğal afetlere karşı güvenli yaşanabilir alanlar oluşturmak. Bu doğrultuda gerçekleştirilen projeler arasında, deprem Master Planı için önemli veriler sağlamak amacıyla zemin özelliklerinin belirlenmesi yer almakta. Özellikle 30 Ekim 2020 İzmir depreminden en fazla etkilenen Bornova’da yürütülen mikrobölgeleme çalışmaları, zeminlerin sağlıklı olup olmadığını tespit etmek adına önem taşımaktadır. Bu çalışmalar tamamlandığında, yapılaşmaya uygun ve uygunsuz alanlar net bir şekilde belirlenmiş olacak. Aynı zamanda mevcut yerleşim bölgelerinin olası depremler karşısında nasıl etkileneceği de belirlenecek.
“İZMİR’İN GELECEĞİNE YÖN VERECEK”
İzmir Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı’nda görevli jeoloji mühendisi Özge Özarslan, yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi vererek, zemin ve yapı bazlı, afet ve risk azaltma projelerinin tamamlanmasının ardından İzmir genelinde kapsamlı bir afet risk yönetimi sisteminin etkin bir biçimde uygulanmaya başlanacağını vurguladı. Özarslan, “Bu çalışmalar sayesinde, kentin geleceğine yön verecek kentsel iyileştirme ve dönüşüm gibi stratejilere temel oluşturabilecek veriler elde edeceğiz” dedi.
Afet ve Risk Yönetimi Şube Müdürlüğü’nde bir diğer jeoloji mühendisi olan Bulut Hepyükselen de, zeminlerin fiziksel ve mühendislik yönünden özelliklerini belirlemek için titiz bir çalışma yürüttüklerini ifade etti. Hepyükselen, elde edilen verilerin bilimsel çalışmalar için önemli bir temel sağlayacağını belirterek, “Amacımız bu çalışmaları en kısa sürede tamamlayarak, İzmir’i afetlere karşı güçlü bir şehir haline getirmek” dedi. İzmir’in aktif bir tektonik kuşakta bulunduğunu hatırlatan Hepyükselen, çalışmalar tamamlandığında kentin hangi yönlere doğru büyüyeceği ve hangi alanların risk taşıdığı hakkında önemli bilgilere ulaşacaklarını sözlerine ekledi.
HAVZA MODELİ ORTAYA ÇIKACAK
Bornova’da jeolojik, jeoteknik ve hidrojeolojik amaçlarla açılan sondaj kuyularından alınan numunelerin laboratuvarlarda incelemesi sürüyor. Yapılan çalışmalar, Bornova Havzası’nı bütün olarak ele alarak, bölgedeki zayıf ve niteliksiz zeminlerin belirlenmesini hedefliyor. Elde edilen veriler doğrultusunda, yerleşime uygun alanlar tespit edilecek ve bu bilgiler ışığında güvenli şehirlerin zemin özellikleri belirlenecek.
Bornova’daki çalışmalardan sonra, Karşıyaka’da benzer mikrobölgeleme çalışmaları başlayacak. Bu sürecin ardından, İzmir’in merkez ilçeleri olan Konak, Bayraklı ve Narlıdere’ye geçilmesi planlanıyor. İzmir genelinde, özellikle doğal afetlere karşı daha güvenli yapılar inşa etmek amacıyla, 11 merkezi ilçeden başlayarak mikrobölgeleme çalışmaları etaplar halinde tamamlanacak.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, yapı stoku çalışmaları çerçevesinde Bornova ve Bayraklı’da yaklaşık 100 bin binanın envanterini de çıkartmış durumda.