Burdur Gölü, son yıllarda artan kuraklık nedeniyle tehlike altında. Göl, uluslararası Ramsar Sözleşmesi kapsamında koruma altında olan bir su alanı olmasına rağmen, son zamanlarda hafriyat tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Geçtiğimiz yıl, temmuz, eylül ve aralık aylarında inşaat molozu ve mermer atıklarının göle döküldüğü tespit edilmişti. Bu kez ise Burdur Gölü’nün kenarına hafriyat toprağı döküldüğü belirlendi.
Burdur Gölü’ne dökülen hafriyat ve atıkların, gölün çevresinde olumsuz bir etki yarattığı ve kirliliğe neden olduğu görüldü. Özellikle Burdur-Fethiye kara yolu üzerindeki alan ile gölün karşı yakasında bulunan Karakent köyü yakınlarındaki Burdur Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’na dökülen atıklar, doğal yaşamı ve su kalitesini tehdit ediyor. Bu durum üzerine, suya yaklaşık 100 metre mesafeye hafriyat ve atıkları döken kişi ya da kişileri tespit etmek amacıyla çalışmalar başlatıldı.
Ancak, daha önce göle dökülen atıklarla ilgili yapılan çalışmalardan henüz bir sonuç elde edilemediği bilgisi verildi. Bu durum, göl ve çevresine yapılan kirlilikle ilgili sorunların çözümünde yaşanan zorlukları da ortaya koyuyor. Burdur Gölü’nün doğal yaşamı ve ekosistemi için büyük önem taşıyan bir su alanı olması sebebiyle, göl ve çevresine dökülen atıkların etkilerinin en kısa sürede araştırılarak önlem alınması gerekiyor.
Burdur Gölü, geçmişten günümüze birçok doğal ve doğaüstü güzellikleri bünyesinde barındıran önemli bir su kaynağıdır. Ancak, son yıllarda artan kuraklık ve insan kaynaklı kirlilikler nedeniyle bu doğal güzellikler tehdit altına girmiştir. Bu sebeple, Burdur Gölü ve çevresine yapılan hafriyat ve atık dökümleri, sadece günümüz için değil, gelecek nesiller için de büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Bu doğal mirasın korunması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi için tüm tarafların işbirliği içinde hareket etmeleri gerekmektedir. Bu sayede, Burdur Gölü ve çevresindeki ekosistemin korunması ve yaşatılması sağlanabilir.