Burdur Devlet Hastanesi´nde dün yaşanan kriz, 08.00- 12.00 ile 12.00- 16.00 seanslarında diyalize giren hastalar arasında ortaya çıktı. Bazı hastalar baş ağrısı, mide bulantısı ve şuur kaybı gibi belirtilerle hastaneye başvurdu. Durumu ağırlaşan hastalardan bazıları ambulanslarla diğer hastanelere sevk edildi, hatta farklı illerden ambulans talep edildi.
Sağlık Bakanlığı’nın talimatı doğrultusunda diyaliz tedavisi gören tüm hastalar hastanelere gönderildi. Hastalardan 18’i durumunun kritik olduğu belirtilerek entübe edildi. Hastane yetkilileri, önlem olarak diyaliz merkezini kapatma kararı aldı ve adli ve idari soruşturma başlatıldı. 31 olan hasta sayısının 33’e yükseldiği ve hasta taşıma işlemlerinin devam ettiği bilgisi paylaşıldı.
Özel diyaliz merkezleri de olaya müdahale etti ve hastaların tedavisi için gereken önlemleri aldı. Burdur, Bucak, Isparta, Afyonkarahisar ve Antalya’daki hastanelerde tedavi altına alınan hastaların durumları yakından takip ediliyor. Gerekli tedbirlerin alınması ve hastaların durumunun titizlikle incelenmesi için yetkililer büyük bir özveriyle çalışmaya devam ediyor.
Burdur’daki bu olay, hastaların sağlık hizmetlerine ulaşımı ve niteliği konusunda önemli soruları gündeme getirdi. Sağlık sisteminin eksiklikleri ve hastanelerin kapasitesi gibi konular da tartışılmaya başlandı. Bu acil durum, hastanelerin kriz yönetimi becerilerini sınadı ve alınan tedbirlerin etkinliğini gözler önüne serdi.
Sonuç olarak, Burdur Devlet Hastanesi’nde yaşanan diyaliz krizi, hızla başlayan müdahalenin ve koordinasyonun ne kadar hayati olduğunu gösterdi. Hastaların sağlığı ve güvenliği her şeyden önce gelmeli ve benzer durumların önüne geçmek için gerekli önlemlerin alınması büyük bir önem taşıyor. Sağlık yetkilileri ve devlet kurumları, benzer durumların tekrarlanmaması için detaylı bir değerlendirme yapmalı ve gerekli adımları atmalıdır.