Tuğçe Emir ve Zafer Kufacı çifti, Bursa‘da 6 yıl önce dini nikah yaparak evlenmişlerdi. Ancak yaklaşık 1,5 yıl önce çift arasında şiddetli geçimsizlik yaşanmış ve ayrılmışlardı. Tuğçe Emir, eşinin madde kullanımı iddiasıyla çocuğuyla birlikte evi terk ederek ailesinin yanına yerleşmişti. Eski eşi Zafer Kufacı tarafından ölüm tehditleri aldığını iddia eden Tuğçe Emir, geçtiğimiz 24 Temmuz günü oturduğu mahallede bulunan camiden öğlen selasını duyunca büyük bir şoke olmuştu. Eşi tarafından selasının okunmasıyla panik yaşayan Tuğçe Emir, polise başvurmuş ve şikayetçi olmuştu. Polis, şüpheli Zafer Kufacı’yı kısa sürede yakalayarak Emniyete teslim etmişti. Emniyetteki işlemlerin ardından Zafer Kufacı adliyeye sevk edilmiş ve tutuklanmıştı.
Tutuklu sanık Zafer Kufacı, SEGBİS ile katıldığı mahkemede suçsuz olduğunu iddia ederek, “Müştekinin iddiaları tamamen uydurmadır. Aramızda küfürlü tartışmalar olmuş olabilir ancak asıl mesele çocuğumuzdur. Ben çocuğumu görmek istiyorum fakat kendisi buna engel oluyor. Kendisine karşı kinim ya da sevgim yoktur. Beraatimi istiyorum” şeklinde savunma yapmıştı. Mahkeme heyeti, Zafer Kufacı’nın tutukluluk halinin devamına karar vermişti.
Bu olay, Bursa‘da yaşanan ve basına yansıyan önemli bir olaydı. Tuğçe Emir’in eşinden aldığı ölüm tehditleri ve yaşadığı psikolojik sıkıntılar kamuoyunda geniş şekilde yankı bulmuştu. Mahkeme süreci de büyük bir dikkatle takip edilmiş ve tutuklu sanık Zafer Kufacı’nın savunmaları merakla beklenmişti. Mahkeme heyetinin aldığı karar da adaletin yerine getirilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi.
Bu durum, ayrılan çiftler arasında görülen şiddet ve tehdit olaylarının ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Toplumda kadına yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi için daha etkili adımlar atılması gerektiği vurgulandı. Her iki tarafı da dinleyerek adil bir şekilde kararın verilmesi ve mağdurun haklarının korunması gerektiği vurgulandı.
Şiddetin her türlüsünün önlenmesi için toplumsal bilincin artırılması ve şiddeti önleyici mekanizmaların güçlendirilmesi gerektiği belirtildi. Bu olay, toplumdaki şiddet kültürüne karşı mücadelede bir uyarı niteliği taşıdı ve herkesin bu tür olaylara karşı duyarlı olması gerektiği vurgulandı.