Gürsu ilçesindeki kuraklık nedeniyle, dünyanın armut bahçesi olarak bilinen Bursa‘da çiftçilerin büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı belirtildi. Bu durumun özellikle Santa Maria ve Deveci Armudu gibi coğrafi işaretli ürünlerin sulama sorunlarıyla birlikte ihracat riski oluşturduğuna dikkat çekildi. Çiftçiler, armutların yeterince sulanamadığından dolayı olgunlaşma sürecinin etkilendiğini ve verimlerin düşeceğini ifade etti.
Kuraklık nedeniyle yaşanan su sorununun sadece armut bahçelerini değil, aynı zamanda çevredeki diğer tarım arazilerini de olumsuz etkilediği belirtildi. Sulanamayan tarlalarda ürünlerin beklenen seviyede büyüyemediği ve verimliliğin düşmesiyle birlikte tarım gelirlerinin de azaldığı ifade edildi. Bu durumun çiftçiler üzerinde ekonomik darboğaz yarattığı ve geçim sıkıntısı yaşamalarına neden olduğu vurgulandı.
Çiftçiler, kuraklığın etkileriyle birlikte ilk kez bölgede balık ölümlerinin meydana geldiğini dile getirdi. Normalde böyle bir durumla karşılaşmadıklarını belirten çiftçiler, balıkların sulama kanallarındaki suyun azalması ve dolayısıyla yeterince oksijen alamamaları sonucu öldüklerini açıkladı. Bu durumun sadece tarım alanlarını değil, çevredeki ekosistemi de olumsuz etkilediği ve doğal dengenin bozulmasına yol açtığı belirtildi.
Kuraklık ve su sıkıntısının önüne geçilmesi için çiftçilerin acil olarak sulama kanallarının yeniden su ile doldurulması gerektiği ve tarım arazilerinin sulanması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği vurgulandı. Aksi halde bölgedeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin zarar göreceği ve ekonomik kayıpların daha da artacağı ifade edildi. Ayrıca, bölgede yaşanan kuraklık sorununun iklim değişikliği ve su kaynaklarının etkin kullanımı konularında daha hassas olunması gerektiği üzerinde duruldu.
Sonuç olarak, Bursa‘nın Gürsu ilçesindeki kuraklık ve su sıkıntısının sadece tarım alanlarını değil, çevredeki ekosistemi ve hayvancılığı da olumsuz etkilediği belirtildi. Bu durumun çözümü için çiftçilerin ve yetkililerin iş birliği yaparak acil önlemler alması gerektiği ve su kaynaklarının etkin bir şekilde yönetilmesi gerektiği vurgulandı. Aksi halde bölgedeki ekonomik ve çevresel sorunların daha da derinleşeceği uyarısında bulunuldu.
