Bursa‘da TikTok platformunda “Karagül” olarak tanınan Merve Ceran, canlı yayınlarında çocuklarını tersleyip dövmesiyle gündeme gelmişti. Bir yayında kafasını fırının kenarına çarparak yaralanan çocuğunu kucağına alıp yayına devam etmesi ise büyük tepki toplamıştı. Daha da ileri giderek hastane dönüşü takipçilerinden çocuğuna ilaç alması için hediye atmalarını istemişti. SABAH gazetesinin haberi üzerine Bursa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü harekete geçerek Merve Ceran’ın 3 çocuğunu devlet korumasına alırken Merve Ceran ise tutuklanmıştı.
Mahkeme kararıyla adli kontrol şartıyla serbest bırakılan ve sosyal medya yasağı getirilen Merve Ceran, tahliye olduktan sonra hemen sosyal medyaya geri döndü. TikTok hesabı kapatılan Merve Ceran, ‘Karagül ebrar’ adıyla yeni bir hesap açtı. Yeniden canlı yayın yapmaya başlayan Ceran, çocuklarının kendisinden alındığını iddia ederek iyi bir anne olduğunu savundu. Arkadaşı Hülya Mizgin ile çiğköfte yerken pozlar vererek normal bir hayat sürdüğünü göstermeye çalıştı.
Olaylar yaşandıktan ve Merve Ceran tutuklandıktan sonra, sosyal medya ve kamuoyunda büyük bir infial yaratmıştı. İnsanların kendi çocukları için yapabileceği böyle şeylere nasıl göz yumulabildiği ve bu tarz durumların nasıl önlenebileceği konuşulmaya başlanmıştı. Merve Ceran’ın davranışları, çocuk istismarı ve kötü muamele konularında bir kez daha toplumun duyarlılığını ve koruyucu önlemlerin gerekliliğini gözler önüne sermişti.
Merve Ceran’ın tutuklanmasıyla birlikte hukuki süreç başlamış ve olayın detayları dikkatlice incelenmeye başlanmıştı. Toplumda çocuk hakları konusundaki farkındalığın artırılması ve çocukların korunması için daha etkili adımların atılması gerektiği konusunda geniş bir tartışma başlamıştı. Aile içi şiddet ve çocuk istismarı gibi konuların önlenmesi için hem bireysel hem de toplumsal olarak daha fazla çaba harcanması gerektiği vurgulanmıştı.
Merve Ceran davası, toplumda büyük yankı uyandırmış ve çocuk hakları konusunda farkındalığın artmasına katkı sağlamıştı. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması ve çocukların korunması adına daha etkili yasal düzenlemelerin ve sosyal politikaların hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanmıştı. İnsanların çocuk istismarına ve kötü muameleye karşı duyarlı olmaları ve gerektiğinde müdahale etmeleri gerektiği konusunda toplumsal bir farkındalık oluşturulması da ön plana çıkmıştı.