Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda süren bütçe görüşmelerinde, Yeniden Refah Partisi (YRP) Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce verdiği tarifin günümüzdeki maliyetini gündeme getirdi. Aşıla, 2022 yılında bu özel karışımın maliyetinin 450 TL olarak belirlendiğini hatırlatarak, bu maliyetin günümüzde 2,5 kat artarak 1.229 TL’ye ulaştığını ifade etti. Bu durum karşısında Aşıla, “El insaf, bu kadar artış olur mu?” diyerek, mevcut ekonomik koşullara tepki gösterdi.
Aşıla’nın bahsettiği tarif, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlıklı beslenme alışkanlıkları arasında yer alan manda yoğurdu, kestane balı, Medine hurması ve yulaf karışımına dayanıyor. Erdoğan, bu tarifini Mart 2022’de Tokat’ta düzenlenen bir etkinlikte çiftçilerle yaptığı bir görüşmede paylaşmıştı. O dönem, çiftçilere sağlıklı beslenme önerileri konusunda bilgi verirken, akşamları yatmadan önce bu dörtlüyü tükettiğini belirtmişti.
ERDOĞAN’IN TARİFİ
Erdoğan, Tokat’taki konuşmasında, “Şimdi ben bir şey tavsiye edeceğim. Ben şunu yapıyorum, her akşam yatarken manda yoğurdu tüketiyorum. Manda yoğurdu gerçekten kalitedir, çok iyidir. Onun içine şöyle Medine hurması doğrarım, 3 tane veya 5 tane. Ona biraz çay kaşığı kestane balı ve yulaf ezmesi atarım. Bu dörtlüyü karıştırarak yer yatarım, şifa” şeklinde açıklamalarda bulunmuştu. Bu sözleri, sağlıklı yaşam ve beslenme konusundaki kişisel deneyimlerini aktarmanın yanı sıra toplumun da dikkatini çekmeyi amaçlıyordu.
Bu açıklama, sadece besinler üzerine değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik dengesizliği ve gıda fiyatlarının yükselişi üzerine de bir tartışma başlattı. Aşıla’nın, kısaca “El insaf, bu kadar artış olur mu?” sözleri, ülke genelinde döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve enflasyonun etkisiyle gıda fiyatlarının yükselmesinin ne denli gerçek bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Aslında, Erdoğan’ın bu tarifine olan ilginin artması, özellikle sağlıklı beslenmek isteyen bireyler arasında, belirli bir kitle oluşturdu. Bunun yanı sıra, sağlık alanındaki uzmanların ve diyetisyenlerin de önerileri arasında yer alan bu tür doğal ve organik gıdaların tüketimi, yüzbinlerce insan tarafından benimsenmiş durumda. Fakat, bu tür sağlıklı besinlerin fiyatlarının artması, geniş kitlelerin bu gıdalara erişimini zorlaştırdığı gibi, bunun yanı sıra alternatif beslenme yöntemlerine yönelmelerine de teşvik edici bir etkide bulunuyor.
Türkiye genelinde gıda enflasyonu, genel ekonomik istikrarsızlık ile birleşince, vatandaşların sağlıklı bir yaşam sürdürme arzusu ile ekonomik gerçeklikleri arasında bir çelişki yaratıyor. Genel Kurul’daki bu tartışmalar da, sadece bir diyet tarifini değil, aynı zamanda toplumun sağlığı ile ekonomik durumunu da sorgulayan bir zemine dönüşüyor.
Sonuç olarak, Mehmet Aşıla’nın TBMM’deki konuşması, çok değerli bir mesajı içinde barındırıyor. Toplumun genel sağlığı ve beslenme alışkanlıkları üzerine yapılan bu açıklamalar, yalnızca bireysel tercihler değil, aynı zamanda kolektif bir toplumsal bilinç oluşturma çabası olarak da değerlendirilebilir. Gıda fiyatlarının artışı, bu bağlamda sorgulanmaya devam edilecektir.
