Çeşme’nin nüfusunun sürekli arttığı ve dışarıdan göç aldığı bilinmektedir. Bu durum beraberinde inşaat ve kıyı işgallerinin artmasına sebep olmaktadır. Çeşme Ayasaranda mevkisinde yaşanan son kıyı işgali ise oldukça dikkat çekici bir durum oluşturmuştur. Anayasa’nın 43. Maddesi ve 7121 sayılı Kıyı Kanunu, kıyıların devletin denetiminde olduğunu ve kamu yararının öncelikli olduğunu belirtmektedir. Ancak yasa rağmen halka açık olan kıyılar, rant amaçlı işgal edilmektedir.
Ayasaranda mevkisinde bulunan halka açık koy, yeni yapılan villalar ve devam eden rezidanslar nedeniyle bir işletme tarafından kapatılarak ücretli plaja dönüştürülmüştür. İşletme, hem karadan hem de denizden girişi kapatan dalgakıranlar yaparak bu durumu kalıcı hale getirmiştir. Bunun üzerine çevredeki sakinler durumu Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne şikayet etmişlerdir.
25 Haziran 2024 tarihinde Çevre Şehircilik ve İl Müdürlüğü’nden gelen cevap yazısında, söz konusu uygulamaların alandan tahliye edilmesi ve suç duyurusunda bulunulması kararı alındığı belirtilmiştir. Ancak bu kararın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen gereğinin yapılmadığı görülmektedir. Mahalle sakinleri ise hala halkın koyu kullanamamasına tepki göstermekte ve yetkililerin harekete geçmesini talep etmektedirler.
Şikayette bulunanlar, inşaat sürecinde koyun bir işletme tarafından kapatıldığını ve kıyıların halka ait olduğunu vurgulamışlardır. İşletmenin denize girişi engellemesi ve halkın kullanımını kısıtlamasının yasal olmadığını belirten sakinler, devlet tarafından yapılması gereken düzenlemelerin gerektiğini söylemişlerdir. Ancak gerekli adımların atılmadığını öne sürmüşlerdir.
Ayasaranda’daki kıyı işgali, halkın deniz kullanımına kısıtlama getirilmesi ve yasalara aykırı uygulamaları içermektedir. Bu durum, Çeşme’deki diğer kıyı işgalleri ve yapılaşmalar gibi önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle yetkililerin derhal harekete geçerek bu tür yasa dışı uygulamalara son vermesi gerekmektedir.
