Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde yaşanan gerginlikler ve iç çekişmeler, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın ihraç edilmesiyle yeni bir boyut kazandı. Lütfü Savaş, CHP’den ihraç edilmesinin ardından, delegeler Yılmaz Özkanat, Hatip Karaaslan ve Kamile Bahar Önal ile birlikte, 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen 38. Olağan Kurultay’ın iptal edilmesi ve partinin yetkili kurullarının görevden alınması talebiyle hukuki süreç başlattı. Bu davanın ilk duruşması, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.
Duruşmada, daha önce ayrı ayrı mahkemelerde açılan davaların birleştirilmesiyle oluşan dosya üzerinde çalışma yapıldı. Ancak, duruşmada herhangi bir esas kararı çıkmadı. Mahkeme, kurultayı kapsayan durumda yürütülen savcılık soruşturması nedeniyle dosyanın incelenmesini ileri bir tarihe erteleyerek duruşmayı sonuçlandırdı.
SAVCILIK DOSYASI BEKLENİYOR
Duruşmanın ardından basın mensuplarına değerlendirmelerde bulunan Lütfü Savaş’ın avukatı Onur Yusuf Üregen, mevcut aşamada bir karar beklemediklerini açıkladı. Avukat Üregen, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma dosyası mevcut. Henüz bu dosyada bir iddianame düzenlenmedi” dedi. Bu açıklama, hem kamuoyunu hem de partilileri bu süreçle ilgili endişelendirmiş durumda.
Mahkeme, aynı zamanda savcılıkla ilgili dosyanın duruşma dosyasına celbi için müzekkere yazılmasına, ayrıca Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yapılan başvuru doğrultusunda bir yazı yazılmasına da hükmetti. Bu durum, davanın seyrinde etkili olacak olan çeşitli resmi belgelerin ve süreçlerin beklenmesini zorunlu kılıyor.
Avukat Üregen, 38. Olağan Kurultay ile ilgili iptal talebinin yanı sıra, yakın zamanda düzenlenen 21. Olağanüstü Kurultay için de yeni bir dava açmayı planladıklarını açıkladı. “Muhtemelen haftaya 21. Kurultay hakkında da dava açacağız” şeklindeki ifadeleri, partinin içindeki çatışmaların daha da derinleşebileceğinin sinyallerini veriyor. Bu durum, CHP’nin yönetimindeki belirsizlikleri artırmakla kalmayıp, aynı zamanda partinin geleceği açısından da önemli bir sorun oluşturuyor.
38. Olağan Kurultay ve ardından gelen olağanüstü kurultay süreçleri, CHP için kritik dönemler olarak değerlendirilmekte. Kurultay toplantılarının iptali veya geçersiz sayılması, sadece siyasetçiler arasında değil, partinin tabanı arasında da önemli bir etki yaratıyor. Lütfü Savaş ve beraberindeki delegelerin açtığı dava, CHP içindeki güç dinamiklerini sorgulatan bir gelişme olarak öne çıkıyor ve muhalefet partisi içinde meydana gelen bu tür çatışmalar, halka yansıyacak sonuçlar doğurabilir.
CHP, Türkiye’de sağ ve sol siyasi yelpazede önemli bir yer tutmakta ve partinin içindeki bu tür anlaşmazlıklar, pek çok insanın ve destekleyicinin politikaya olan ilgisini ve güvenini artıracağından çok, azaltacaktır. Parti içindeki içerden gelen bu tür sıkıntılar, halkın gözünde CHP’nin etkisini ve albenisini düşürme potansiyeline sahip.
Özellikle Lütfü Savaş’ın geçmişteki başarıları ve destekçisi olduğu kitleler göz önüne alındığında, onun partiden ayrılmasının veya ihraç edilmesinin, CHP için maddi ve manevi açıdan zorluklar doğuracağı öngörülmektedir. Bu tür davalar ve mahkeme süreçleri, partinin içindeki birlikteliği ve birlik ruhunu zayıflatabilir, burada çekişmeler ve böl
