Demirhan Şerefhan, CHP Spor Kurulu Başkanı olarak Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye’nin 64. olmasıyla ilgili bir açıklama yaptı. Şerefhan, Türkiye’nin altın madalya kazanamadığı 1984 senesinden beri en kötü performansını sergilediği Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın ardından iktidarın spor politikalarını eleştirdi. Şerefhan’a göre, başarısızlığın sadece spor federasyonlarına yüklenmesi haksızdır. Spor federasyonları yalnızca spor yönetiminin bir parçası olup, asıl sorumluluk sporu yönetenlerdedir.
Şerefhan, spor bilimleri fakülteleri ve diğer spor paydaşlarının yıllardır göz ardı edildiğini ve spor alanında söz sahibi olamadığını belirtti. Siyasetin spora müdahale etmesi, ahbap çavuş ilişkileriyle federasyon başkanlarının seçilmesi, hükümete yakın federasyonlara ayrıcalıklı muamele yapılması gibi etkenlerin asıl sorumlular olduğunu vurgulayan Şerefhan, önümüzdeki spor federasyonları seçimlerinde liyakat ve vizyon sahibi olan yöneticilerin seçilmesi gerektiğini ifade etti. Şerefhan, milli sporcuların ve teknik kadroların gösterdikleri çaba için teşekkür ederken, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’ndaki kötü sonuçtan en büyük sorumluluğun Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda olduğunu belirtti.
Başarısızlıkta spor federasyonlarının tek suçlu ilan edilmesine karşı çıkan Demirhan Şerefhan, spor yönetiminin tüm bileşenlerinin başarısızlıktan pay aldığını savundu. Sporun gelişimi için fakültelerin ve diğer paydaşların daha fazla rol alması gerektiğine işaret eden Şerefhan, siyasi etkileşimlerin sporda verimsiz sonuçlara neden olduğunu dile getirdi. Gelecek spor federasyonları seçimlerinde liyakat ve vizyonun ön planda olması gerektiğine vurgu yapan Şerefhan, spor yönetiminin nitelikli ve adil bir şekilde yapılması gerektiğini belirtti.
Sonuç olarak, Demirhan Şerefhan’ın Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’ndaki Türkiye’nin 64. olmasıyla ilgili açıklamaları, sporun ülkedeki yönetim sisteminde ve politikalarında yapılan hatalara dikkat çekiyor. Şerefhan, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı başarısızlığın baş sorumlusu olarak gösterirken, sporun geleceği için liyakat ve vizyonun önemine vurgu yapıyor.