GENAR Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Yeni Şafak yazarı olan İhsan Aktaş, Kasım ayında gerçekleştirdikleri seçim anketinin sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Aktaş, “Genar Türkiye Raporu için her ay düzenli ölçümler yapıyoruz” ifadesini kullanarak, araştırmalarının sürekliliğine vurgu yaptı. Üç ay önce yaptıkları ölçümlerde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yerel seçimde aldığı oy oranlarına yaklaşan bir durum gözlemlediklerini ifade etti. Bu oran, yaklaşık %34 civarındaydı. Ayrıca, Aktaş, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) oylarında büyük bir kararsızlık eğilimi yaşandığını da dile getirdi.
“CHP’NİN YÜKSELİŞİ DURDU”
İhsan Aktaş, Ekim ayındaki araştırmalarında CHP’nin oy oranlarındaki yükselişin durduğunu ve AK Parti’nin toparlanma sürecine girdiğini ifade etti. Bunun yanı sıra bazı bağımsız araştırma firmalarının da benzer sonuçlara ulaştığını belirtti. Bu durumda CHP’ye yönelik bir duraksama ve AK Parti’ye yönelik bir toparlanma gözlemlendiği anlaşılıyor.
AKTAŞ SON OY ORANLARINI PAYLAŞTI
Kasım ayı araştırmasının sonuçlarını paylaşan Aktaş, o dönemki oy oranlarını şu şekilde açıkladı: “Kasım ayı araştırmamızda CHP: %33,4, AK Parti: %32,9 oranında oy almakta. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve DEVA Partisi de %9 oranında oy durumlarını muhafaza etmekte.” Bu verilere göre, iki parti arasındaki oy dengesi başa baş bir duruma gelmiş durumda.
Aktaş, AK Parti’nin çeyrek asırlık bir siyasi parti olarak içindeki mekanizmaların yeterince çalışmadığı ve aksayan yönlere müdahale edilmesi gerektiğini vurguladı. Ancak, bu sorunların hızlı bir şekilde çözümünün kolay olmadığını belirtti. Bazı kesimlerin AK Parti’de bir sorun olmadığı yönünde açıkça dile getirdiği görüşler, aslında kapalı kapılar ardında daha sert eleştirileri doğurabilmektedir. Eğer amaç fayda üretmekse, o zaman soğukkanlı ve sağduyulu bir yaklaşımın daha fazla ve kalıcı bir fayda sağlayacağı düşünüldüğünde, bu konuda dikkatli olunması gerektiği kanaatindedir.
CHP’DEKİ DURAĞANLIK NEDEN BAŞLADI?
Aktaş, CHP’deki durağanlığın nedenlerini maddeler halinde sıraladı. İlk olarak, CHP içerisindeki liderlik krizinin meselenin odak noktası olduğunu ifade etti. Halihazırda partide üç ana lider figürünün var olduğunu belirtti; Ekrem İmamoğlu, kendisini partinin doğal lideri olarak görmekte ve hem genel başkanlık hem de Cumhurbaşkanlığı adaylığını hak olarak kabul etmekte. Bunun yanı sıra, Mansur Yavaş’ın oy potansiyelinin İmamoğlu’ndan daha yüksek olduğunu kaydederek, adaylık durumu netleşene kadar bu sorunun devam edeceğini bildirdi.
Özgür Özel’in emanetçi bir genel başkan olarak kendisini konumlandırma çabaları önemli bir diğer mesele olarak ortaya çıktı. CHP’liler için parti genel başkanlığı, başbakanlıktan daha önemli bir makam olduğu düşünülmekte. Çeşitli hiziplerin genel başkan etrafında kümelenmesi, partideki çatlakların derinleşmesine yol açabilmektedir.
Ayrıca, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP üzerindeki etkisi hala hissedilir nitelikte. Liderlik krizinin yanı sıra, partisinin 75 yıl boyunca kayda değer bir politika üretememiş olması, CHP’nin temel sorunlarından bir diğeridir. Kürt meselesi, ekonomi ve dış politika gibi birçok alandaki belirsizlikler, partinin güçlü bir söyleminin olmaması soru işaretlerini artırmakta. Devlet Bahçeli’nin çıkışları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belirlediği vizyon karşısında CHP’nin net bir politika belirlememesi, seçmenler arasında tereddüt oluşturmakta ve bu durum, önceki dönemlerde