Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), son dönemde iç çekişmelerle boğuşuyor. Bu durum, özellikle işin peşini bırakmayan eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yeni genel başkan adayı Özgür Özel arasında süren mücadelede daha belirgin hale geliyor. Kılıçdaroğlu, “normalleşme” siyaseti üzerinden Özel’e baskı yapmaya devam ediyor ve bu baskıyı artıran aydınların “İktidarla mücadeleye, milletle normalleşmeye evet” diyerek Özel’e karşı açık bir savaş başlatmaları durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Kılıçdaroğlu’nun eski destekçileri ve önde gelen isimlerle birlikte hareket etmesi, çatışmanın iki cephede sürdüğünü gösteriyor.
Özgür Özel, karşısındaki bu güçlü muhalefet karşısında zor durumda kalmış gibi görünüyor. Antalya’da bir araya geldiği milletvekilleriyle bu durumu dile getiren Özel, parti içi çatışmaların sosyal medya üzerinden yürütülmesinin anlamlı olmadığını ifade etti. Bu noktada, CHP içinde halihazırda Kılıçdaroğlu’na yakın olan milletvekillerinin de artan eleştirileri dikkat çekiyor. Mevcut milletvekilleri, partinin yetkili organlarının varlığını hatırlatarak, sosyal medyada tartışmaların sürdürülmemesi gerektiğinin altını çiziyorlar.
CHP’nin belediye başkanları arasında, özellikle Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasında süregelen “Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?” tartışması da tansiyonu yükseltiyor. Yavaş, bir adım önde görünse de İmamoğlu, genel başkanlık yarışına da dahil olmuş durumda. Bu durum, iki eski dost arasındaki çatışmanın daha da derinleşmesine sebep oluyor. Kılıçdaroğlu, bu mücadelede ilk hamleyi yaparak 7 CHP milletvekiliyle birlikte Yavaş’ı ziyaret etti ve bu buluşma, siyasi bir mesaj niteliği taşıdı. Ankara’da gerçekleşen bu ziyaret, 7 milletvekilinin Türkiye’nin 7 bölgesini temsil ettiğini ve Yavaş’a açık destek verdiklerini gösteriyordu.
Kılıçdaroğlu’nun Yavaş’a olan desteği, İmamoğlu için oldukça sert bir karşılık oldu. Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın İmamoğlu’nun açıklamalarına yönelik tepkileri de bu gerilimi artırdı. Sarıbal, belediye başkanlarının halk hizmetine odaklanması gerektiğini vurgulayarak, parti içindeki birtakım duyguları ve talepleri görmezden gelmenin kabul edilemeyeceğini belirtti. Ayrıca Antalya’daki Özel-İmamoğlu görüşmesinde de, İmamoğlu’nun parti içi tartışmalara bu kadar dahil olmasından rahatsızlık duyulduğu ifade edildi.
Bu gelişmelerle birlikte, CHP içindeki savaş artık gizlemeyi gerektirmeyen bir hal aldı. İki ana cephenin netleşmesi, parti içinde yaşanan kargaşayı daha da belirginleştiriyor: Kılıçdaroğlu-Mansur Yavaş cephesi ve Özgür Özel-İmamoğlu cephesi. Bu noktada, Yavaş’ın şansının daha fazla olduğu gözlemleniyor. Özel ile İmamoğlu arasındaki ilişki ise oldukça kırılgan bir zeminde duruyor ve her an sona erebilir. Son günlerde İmamoğlu’nun üzerinde baskı yaratan diploma meselesi ve geçmişte açmış olduğu davalar, onun gerginliğini artırıyor ve bu durum, onun daha öfkeli, daha saldırgan bir tutum sergilemesine neden oluyor.