Ülkenin gündelik siyasetini meşgul eden CHP’deki koltuk savaşları devam ediyor. Geçtiğimiz gün 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın kızı, eski Adalet Partisi Milletvekili Nilüfer Gürsoy için düzenlenen cenaze törenine katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçim istemekten bahsetti. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, bu konuyu günün köşe yazısında ele aldı. Özgür Özel’in erken seçime ilişkin fikir değişikliğini sorgulayan Selvi, liderin tutarsız davranışlarını tarihlerle destekleyerek eleştirdi.
Özgür Özel, daha önce erken seçim çağrısı yapmayacağını belirtmişti ancak son günlerde bu söylemini değiştirdi. 27 Haziran’da “1.5 yıl sonra erken seçimi olası görüyorum. Ben Özgür Özel olarak erken seçim istiyorum” dedi. Daha sonra Meclis’te yaptığı açıklamada ise “Yarın karar alalım, iki ay sonra seçim olsun” şeklinde konuştu. Bu hızlı ve tutarsız açıklamalar, liderlik vasıflarına zarar verirken partinin içindeki kargaşayı arttırdı.
Özgür Özel’in tutumundaki değişikliğin arkasında Ekrem İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasındaki yakınlaşma olduğu iddia ediliyor. Kurultay öncesi Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun güçbirliği yapacağı haberleri, Özgür Özel’i paniklettiği şeklinde yorumlanıyor. İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’nun güçbirliği, Özel’in liderliğini tehlikeye sokabilir ve bu durumun tüzük kurultayında değişikliklere yol açabileceği konuşuluyor.
Ancak erken seçim için CHP’nin sayısı yeterli değil. 360 milletvekilinin karar alması gereken bir erken seçim için CHP’nin milletvekili sayısı yetersiz. Ayrıca halkın ve milletvekillerinin erken seçim talebi yok. Bu durumda erken seçime gitmek mantıklı görünmüyor. Selvi’nin yazısında da belirttiği gibi, erken seçim sadece halkın talebi doğrultusunda yapılmalıdır.
Özgür Özel’in erken seçim ısrarı, partinin içindeki huzursuzluğu artırırken, ülke ve ekonomi üzerinde olumsuz etkiler doğurabilir. Selvi’nin vurguladığı gibi, erken seçim halkın isteği doğrultusunda olmalıdır. Özgür Özel’in liderlik vasıflarını yansıtmayan tavrı, partideki çekişmeyi artırırken Türkiye’ye zarar verebilir. Devlet krizine yol açabilecek erken seçim kararlarının alınması yerine, siyasi partilerin halkın çıkarlarını ön planda tutması gerekmektedir. Sonuç olarak, halkın talepleri ve ülkenin geleceği göz önünde bulundurularak, erken seçim kararlarının dikkatlice değerlendirilmesi gerekmektedir.
