CHP içerisinde son zamanlarda yaşanan skandal akraba atamaları büyük bir tartışma konusu haline gelmiştir. Parti içerisinde yapılan atamalarda liyakat ve ehliyet kriterleri yerine akrabalık ilişkileri gözetilmiştir. Bu durum, partinin hizmet anlayışını sorgulanır hale getirmiştir. Parti içerisindeki bazı isimler, akrabalarını kendi yanlarına getirerek onlara ballı koltuklar sağlamıştır. Bu durum, partinin iç dinamiklerini olumsuz etkilemekte ve parti tabanında da rahatsızlık yaratmaktadır.
CHP’nin tarihsel olarak liyakate ve adalet ilkesine verdiği önem göz önüne alındığında, bu tür skandal atamaların parti içerisinde yarattığı şaşkınlık ve tepki daha da büyüktür. Parti içerisinde yapılan akraba atamalarının, kamuoyunda partinin ne kadar sağlam bir temele dayandığı konusundaki güveni zedelediği görülmektedir. Partiye karşı duyulan güvenin sarsılması, parti içerisindeki rekabeti arttırarak birliği zayıflatmaktadır.
Özellikle son dönemlerde gündeme gelen bazı isimlerin akrabalarını partide görevlendirmesi, parti içerisindeki adalet ve dürüstlük kriterlerinin göz ardı edildiği izlenimini uyandırmaktadır. Bu durum, partinin genel olarak siyaset anlayışını ve uygulamalarını da sorgulanır hale getirmiştir. Hem parti içerisindeki hem de dışındaki tepkiler, CHP’nin itibarını zedelemiş ve seçmen nezdinde ciddi bir güven kaybına yol açmıştır.
Özellikle partinin ideolojik temellerine bağlı olarak hareket eden bazı isimlerin akrabalarını ön plana çıkarması, partinin rant ve çıkar odaklı bir yapıya evrildiği yönündeki eleştirilere de neden olmuştur. Parti içerisinde liyakat ve ehliyetin ön plana çıkması gerektiği vurgusu yapılırken, akraba atamalarıyla bu ilkelere sadık kalındığına dair şüpheler ortaya atılmıştır.
Sonuç olarak, CHP içerisinde yaşanan skandal akraba atamaları, partinin temel değerlerine zarar veren bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu atamaların parti içerisinde yarattığı bölünmeler ve tepkiler, partinin geleceği açısından ciddi bir risk oluşturmaktadır. Partinin itibarını korumak ve seçmen nezdinde güven tazelemek adına, liyakat ve adalet ilkelerine dönülmesi gerektiği açıktır. Bu tür skandal atamaların bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması ve şeffaf bir yönetim anlayışının benimsenmesi gerekmektedir.
