1. Haberler
  2. İSTANBUL
  3. CHP’de Yalanlar ve Kriz Yönetimi İkilemi

CHP’de Yalanlar ve Kriz Yönetimi İkilemi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bulunurken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kulislerinde siyasi yalanların neredeyse bir yönetim biçimine dönüşmüş durumda olduğunu gözlemledim. Bu yapı, gerçekle bağını koparmış bir haliyle, kendi hayal dünyasını siyasi bir gündem olarak sunma çabası içerisine girmiş. Dünyanın herhangi bir yerinde, yalanın bu kadar organize bir şekilde dolaşıma sokulup bu denli kolay bir biçimde kabul gördüğü başka bir siyasi gelenek mevcut mu, emin değilim. Bazı kişiler sosyal medya üzerinde meczupça yalanlar üretirken, başka bazı parti rozetli aktörler bu yalanları siyasi bir senaryo haline getiriyor.

Bir yandan kamuoyunu provoke eden bu yalanlar, diğer yandan “gerilim siyaseti” ile sahayı kontrol etmeye çalışan bir yapı var. Bu yöntem, yalanların tamamen tesadüfi olmadığını, bilinçli olarak planlandığını gösteriyor. Nitekim son örnek, tam anlamıyla bir kurgu harikasıydı; “CHP’ye kayyum atanacakmış, mahkeme kurultayı iptal edecekmiş, Ankara ayaklanacakmış…” şeklindeki iddialar, daha hukuk çevrelerinden ilk duruşmada bunun mümkün olmadığı yönünde söylemler gelmeden bile halka servis edildi. Ancak işin garibi, Cumhuriyet Halk Partisi içinde aklıselimin ve soğukkanlılığın devre dışı bırakıldığı bir hava hakimdi. Parti içerisinde neredeyse olağanüstü bir hâl ilan edilmişti; milletvekillerine acil çağrılar yapıldı ve Ankara’ya bir akın başlatıldı. Gerçeklik ile temasını yitirmiş bir telaş hâli, partinin her katmanında hissediliyordu.

Bu telaşın zamanlaması ve yalanla senkronize bir şekilde servis edilmesi, basit bir koordinasyondan öte derin bir planın varlığını işaret ediyor. Ekonomik piyasaları etkileyen bu kara propaganda ile CHP içindeki panik çağrılarının eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi, görünürde birbirinden bağımsız olsa da aslında iç içe geçmiş durumdadır. Bugün, yeni CHP aklı artık demokratik refleksler yerine sokak çağrısına, Meclis kürsüsü yerine sosyal medya provokasyonlarına, halkla temas yerine ise gençleri siyasi taşeronu olarak kullanmaya yönelmiş durumda. Cumhuriyet’in yüz yıllık partisi, artık kriz üretmeden siyaset yapamaz hale geldi. Daha da ileriye gidecek olursak, CHP lideri Özgür Özel ve çevresindeki yakın kadronun, krizi sürekli üreten bir düzeni tercih etmesi, krizesiz bir ortamda koltuklarını koruyamayacakları korkusudur belki de.

Bu kurgu öylesine etkili ki, sadece parti kadrolarını değil, aynı zamanda bazı akademisyenler ve kamuoyu araştırmacılarını da etkisi altına almış durumda. Siyaset bilimci Emrah Gülsunar’ın, henüz sandık bile kurulmamışken “parlamenter sistem” ilan etmesi ve bazı anket şirketlerinin CHP’nin oy kaybını gizleme çabaları, bu tedirginliğin ve kaos ortamının yansımaları olarak değerlendirilebilir. Ancak asıl kaygının kaynağı çok daha derin: Özellikle İstanbul, Esenyurt, Beşiktaş ve Beykoz gibi bölgelerdeki yolsuzluk iddialarının gerçeklik kazanma ihtimali, partiyi yeniden tehdit eden bir unsur haline gelebilir.

CHP, kendi “İSKİ vakası” ile yüzleşmek zorunda kalabilir. Ayrıca, Türkiye’nin “terörsüz bir ülke” vizyonu doğrultusunda ilerlemeler kaydetmesi, kimi çevreler için neden paniğe sebep olduğunu düşündürtüyor. Küresel dengelerin yeniden şekillendiği bu dönemde, Türkiye’nin jeopolitik ağırlığını hâlâ kavrayamayan, yolsuzluklara bulaşmış ve yapay krizlerden beslenen bir partinin, Türkiye için gerçek bir alternatif olup olamayacağı artık tartışmaya açıktır.

Bu durum Orhan Veli’nin “Beni bu havalar mahvetti” ifadesini akla getiriyor; burada mesele, sadece bir hava değil, bilinçli olarak estirilen ve çıkar uğruna köpürtülen bir fırtınadır. Ne yazık ki

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
CHP’de Yalanlar ve Kriz Yönetimi İkilemi
Giriş Yap

İa Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Reklam Engelleyicisi Tespit Edildi

Sitemize katkıda bulunmak için lütfen reklam engelleyicinizi devredışı bırakın.